Çile / 2019 Kasım

3 de nov. de 2019 · 10m 20s
Çile / 2019 Kasım
Descripción

Zevk u sefadan bütün bütün el çekerek, beden ve cismaniyeti aşma istikametinde katlanılan sıkıntı, eziyet mânâlarına gelen çile; hak yolcusunun, nefis tezkiyesi ve ruh terbiyesi adına, asgarî kırk gün olmak...

mostra más
Zevk u sefadan bütün bütün el çekerek, beden ve cismaniyeti aşma istikametinde katlanılan sıkıntı, eziyet mânâlarına gelen çile; hak yolcusunun, nefis tezkiyesi ve ruh terbiyesi adına, asgarî kırk gün olmak üzere, çetin bir perhiz ve disiplin içinde yaşamasına denir ki, bu süre zarfında derviş, yeme-içme, uyuma-konuşma... gibi hususlarda zaruret sınırları içinde kalarak, vaktinin büyük bir bölümünde ibadet, zikir, fikir, murâkabe ve muhâsebe ile meşgul olur ve âdeta ölmeden evvel ölmüş gibi davranarak, sürekli ölüm temrinleriyle nefsanîliği açısından fenâ bulur ve ruhunun bütün menfezleriyle Hakk’a açık bir hakikat eri donanımıyla yeniden hayata “bismillâh” der ve Rabbine yürür.

Daha çok dervişlerin, tekye ve zaviyelerinin tenha bir köşesinde veya evlerinin âsûde bir hücresinde çekmeye çalıştıkları çile; riyâzet mülâhazasının hatırlattığı hususları çağrıştıran, hatta bazı yanları itibarıyla onun fonksiyonlarını edaya vesile olan bir Hakk’a kurbet hamlesi veya aktif bir vuslat beklentisidir. Asgarîsi kırk gün olması itibarıyla, kelimeyi Farsça aslına ircâ ederek “çile” dedikleri gibi, bazen de kelimenin Arapça karşılığıyla “erbaîn” demişlerdir. Kırk demek olan erbaîn, tam kırk gün demek değildir; bu süre bazen gün, bazen hafta, bazen ay, bazen de senelerce sürebilir.. bazen derviş, bütün bütün cismaniyetten sıyrılıp çıkmak ve nefs-i hayvanîsini aşabilmek için ömür boyu bile çile çıkarabilir; çile ile oturur kalkar.. kapılarını sürekli ızdıraba açık tutar.. dahası, Hak yolunda katlanılan şeyleri Sevgili’nin armağanı olarak kabul eder.. dertler, sıkıntılar, kederler ağırlaştıkça o, hayatı daha bir sever.. yaşadığını duyuyor olma neşvesi içinde musibetleri hoşâmedî ile karşılar ve Allah için başa gelen her şeyi aziz bir misafir gibi selâmlar; hatta bazı gönül erleri, onu belâ şeklinde insana ihsan edilmiş bir nimet kabul ederek, “hel min mezîd” deyip, artırılmasını bile istedikleri olmuştur.

Fuzûlî, Mecnûn’u konuşturma sadedinde bu konudaki düşüncelerini şöyle ifade eder: “Az eyleme inayetini ehl-i dertten, Yani ki, çok belâlara kıl müptelâ beni.” Mevlâna, ızdırap ve çileleri, her sabah kapımızı çalan bir misafire benzetir ve bu aziz misafirin izaz edilmesi gerektiğini vurgular, “Her an aziz bir misafir gibi gönlüne bir tasa, bir keder gelir çatar... Eğer sana bir gam elçisi gelirse, onu bir dost gibi karşıla, kucakla; zaten o da sana yabancı değil; yani arada bir âşinalık var.”
mostra menos
Información
Autor Çağlayan Dergisi
Página web -
Etiquetas

Parece que no tienes ningún episodio activo

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Actual

Portada del podcast

Parece que no tienes ningún episodio en cola

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Siguiente

Portada del episodio Portada del episodio

Cuánto silencio hay aquí...

¡Es hora de descubrir nuevos episodios!

Descubre
Tu librería
Busca