Contactos
Información
Aslına bakarsanız, "Haber ile halkla ilişkiler arasındaki farkı" ayırt edemiyoruz. Dahası; Ayırt etme yeteneğimiz yok. Haber, halkla ilişkilerin arkasından gittiği sürece de, söz konusu bu kabızlıktan kurtulmamız da mümkün değil......
mostra másHaber, halkla ilişkilerin arkasından gittiği sürece de, söz konusu bu kabızlıktan kurtulmamız da mümkün değil...
Siyasi Tahakkümün Baskısı Altındaki ( Sözüm O'na ) Bu Özgür Basından haber üretmesini beklemek de saflık olur. Daha anlaşılır dille; Enayilik olur.
Büyük Önder. Müthiş İnsan...Mustafa Kemal Atatürk, muhteşem bir öngörü ile yaşadığımız bugünleri ne güzel özetlemiş;
“Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır”.
Ah be Mustafa Kemal'im... Ah be Kurban Olduğum Yiğit İnsan...Düşünemeyen toplumlardan düşünce kalesi üretmeyi nasıl bekleyeceğiz?
Hepimizin bu cumhuriyete borcu var, ancak bu kadar çok pisliğe batmış bir basından cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturmasını nasıl bekleyeceğiz ki...
Şöyle bir bakalım basınımıza.
Bölünmüş, kamplaşmış, ayrışmış.
Biz gazetecilerin bir çatı altında toplandığımız cemiyetlerimiz vardır.
Gazeteciler Cemiyetleri.
Bugün, siyasi iktidarın konfederasyon çatısı altında toplayıp kontrol altına aldığı.
Kınamalar bile artık cemiyetler adına değil, konfederasyonlar adına yapılıyor.
Yetkisiz yetkili misali.
Aklıma gelmişken sorgulamadan geçmek istemiyorum. Sahi ya...Erzurum’da kaç gazeteciler cemiyeti var?
Ben söyleyeyim...Tamı tamına Üç tane.
Bir avuç Erzurum da, basın üçe bölünmüş halde.
Birbirlerine Gürz atıp duruyorlar.
Aslına bakarsanız, "Haber ile halkla ilişkiler arasındaki farkı" ayırt edemiyoruz. Dahası; Ayırt etme yeteneğimiz yok. Haber, halkla ilişkilerin arkasından gittiği sürece de, söz konusu bu kabızlıktan kurtulmamız da mümkün değil......
mostra másHaber, halkla ilişkilerin arkasından gittiği sürece de, söz konusu bu kabızlıktan kurtulmamız da mümkün değil...
Siyasi Tahakkümün Baskısı Altındaki ( Sözüm O'na ) Bu Özgür Basından haber üretmesini beklemek de saflık olur. Daha anlaşılır dille; Enayilik olur.
Büyük Önder. Müthiş İnsan...Mustafa Kemal Atatürk, muhteşem bir öngörü ile yaşadığımız bugünleri ne güzel özetlemiş;
“Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır”.
Ah be Mustafa Kemal'im... Ah be Kurban Olduğum Yiğit İnsan...Düşünemeyen toplumlardan düşünce kalesi üretmeyi nasıl bekleyeceğiz?
Hepimizin bu cumhuriyete borcu var, ancak bu kadar çok pisliğe batmış bir basından cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturmasını nasıl bekleyeceğiz ki...
Şöyle bir bakalım basınımıza.
Bölünmüş, kamplaşmış, ayrışmış.
Biz gazetecilerin bir çatı altında toplandığımız cemiyetlerimiz vardır.
Gazeteciler Cemiyetleri.
Bugün, siyasi iktidarın konfederasyon çatısı altında toplayıp kontrol altına aldığı.
Kınamalar bile artık cemiyetler adına değil, konfederasyonlar adına yapılıyor.
Yetkisiz yetkili misali.
Aklıma gelmişken sorgulamadan geçmek istemiyorum. Sahi ya...Erzurum’da kaç gazeteciler cemiyeti var?
Ben söyleyeyim...Tamı tamına Üç tane.
Bir avuç Erzurum da, basın üçe bölünmüş halde.
Birbirlerine Gürz atıp duruyorlar.
Información
Autor | "Bi' Ara Konuşalım" |
Organización | "Bi' Ara Konuşalım" |
Categorías | Críticas de TV |
Página web | - |
biarakonusalim@gmail.com |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company