Transcrito

A Day in Istanbul: Ahmet's Culinary Adventure

25 de may. de 2024 · 13m 55s
A Day in Istanbul: Ahmet's Culinary Adventure
Capítulos

01 · Main Story

1m 44s

02 · Vocabulary Words

10m 18s

Descripción

Fluent Fiction - Turkish: A Day in Istanbul: Ahmet's Culinary Adventure Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/a-day-in-istanbul-ahmets-culinary-adventure/ Story Transcript: Tr: Ahmet, İstanbul'da yaşayan genç bir şef....

mostra más
Fluent Fiction - Turkish: A Day in Istanbul: Ahmet's Culinary Adventure
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/a-day-in-istanbul-ahmets-culinary-adventure

Story Transcript:

Tr: Ahmet, İstanbul'da yaşayan genç bir şef.
En: Ahmet is a young chef living in Istanbul.

Tr: İstanbul büyük bir şehir, çok güzel bir şehir.
En: Istanbul is a large city, a very beautiful city.

Tr: Ahmet, çok küçükken yemek pişirmeyi öğrenmiş.
En: Ahmet learned to cook when he was very young.

Tr: Evde annesine yardım etmiş.
En: He helped his mother at home.

Tr: Şimdi büyük bir kebap restoranında çalışıyor.
En: Now he works in a big kebab restaurant.

Tr: Bir gün, Ahmet'in çalıştığı restoran çok kalabalık.
En: One day, the restaurant where Ahmet works is very crowded.

Tr: Müşteriler sırada bekliyor.
En: Customers are waiting in line.

Tr: Ahmet çok çalışıyor, terliyor.
En: Ahmet is working hard, sweating.

Tr: Ahmet'in patronu, "Ahmet, daha hızlı olmalısın!" diyor.
En: Ahmet's boss says, "Ahmet, you need to be faster!"

Tr: Ahmet biraz endişeleniyor, ama işine devam ediyor.
En: Ahmet feels a bit anxious but continues with his work.

Tr: Ahmet ellerini hızlı kullanıyor.
En: Ahmet uses his hands quickly.

Tr: Et kesiyor, kebap yapıyor.
En: He cuts the meat, makes kebabs.

Tr: Ahmet'in kebapları çok lezzetli.
En: Ahmet's kebabs are very delicious.

Tr: Müşteriler memnun kalıyor.
En: Customers are satisfied.

Tr: Ama Ahmet çok yorgun.
En: But Ahmet is very tired.

Tr: Bir an dinlenmek istiyor ama fazla vakti yok.
En: He wants to rest for a moment, but he doesn't have much time.

Tr: Ahmet bir sandalye görüyor.
En: Ahmet sees a chair.

Tr: Kısa bir mola veriyor.
En: He takes a short break.

Tr: Oturup nefes alıyor.
En: He sits and takes a breath.

Tr: Bu sırada bir kadın müşteri geliyor.
En: Meanwhile, a female customer comes by.

Tr: Kadın sinirli görünüyor.
En: The woman looks angry.

Tr: "Neden yavaşsınız?" diyor.
En: "Why are you so slow?" she asks.

Tr: Ahmet hemen ayağa kalkıyor.
En: Ahmet immediately stands up.

Tr: Kadına gülümsüyor ve "Özür dilerim, hemen hazırlayacağım," diyor.
En: He smiles at the woman and says, "I'm sorry, I will prepare it right away."

Tr: Ahmet çalışmaya devam ediyor.
En: Ahmet continues to work.

Tr: Sonunda tüm müşteriler servis alıyor.
En: Finally, all the customers are served.

Tr: Patron gelip Ahmet'e teşekkür ediyor.
En: The boss comes and thanks Ahmet.

Tr: Patron, "Bugün çok iyi çalıştın," diyor.
En: The boss says, "You worked very well today."

Tr: Ahmet gülümsüyor.
En: Ahmet smiles.

Tr: Yorgun ama mutlu.
En: He is tired but happy.

Tr: Akşam olunca restoran kapanıyor.
En: In the evening, the restaurant closes.

Tr: Ahmet evine gidiyor.
En: Ahmet goes home.

Tr: Ahmet yatağına uzanıyor.
En: He lies down on his bed.

Tr: "Bugün zor bir gündü," diye düşünüyor.
En: "Today was a hard day," he thinks.

Tr: Ama Ahmet sevdiği işi yapıyor, bu yüzden mutlu.
En: But Ahmet is happy because he is doing the job he loves.

Tr: Ertesi sabah Ahmet erken kalkıyor.
En: The next morning, Ahmet wakes up early.

Tr: Yeniden çalışmaya hazır.
En: He is ready to work again.

Tr: Ahmet biliyor ki, İstanbul gibi büyük bir şehirde kebap yapmak zor, ama çok güzel.
En: Ahmet knows that making kebabs in a big city like Istanbul is hard, but very beautiful.

Tr: Çünkü Ahmet işini severek yapıyor.
En: Because Ahmet loves his job.

Tr: Ve işini iyi yapmak için her gün çaba gösteriyor.
En: And he makes an effort every day to do his job well.

Tr: İşte Ahmet'in hikayesi bu.
En: This is Ahmet's story.

Tr: Kebapçıda geçen her gün yeni bir macera onun için.
En: Every day at the kebab shop is a new adventure for him.


Vocabulary Words:
  • chef: şef
  • crowded: kalabalık
  • customers: müşteriler
  • waiting: bekliyor
  • line: sıra
  • working: çalışıyor
  • sweating: terliyor
  • boss: patron
  • faster: daha hızlı
  • anxious: endişeleniyor
  • meat: et
  • delicious: lezzetli
  • satisfied: memnun
  • tired: yorgun
  • rest: dinlenmek
  • chair: sandalye
  • break: mola
  • breath: nefes
  • angry: sinirli
  • sorry: özür dilerim
  • prepare: hazırlamak
  • served: servis
  • thanks: teşekkür ediyor
  • happy: mutlu
  • closes: kapanıyor
  • bed: yatak
  • hard day: zor gün
  • early: erken
  • adventure: macera
  • effort: çaba
mostra menos
Información
Autor FluentFiction.org
Organización Kameron Kilchrist
Página web www.fluentfiction.org
Etiquetas

Parece que no tienes ningún episodio activo

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Actual

Portada del podcast

Parece que no tienes ningún episodio en cola

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Siguiente

Portada del episodio Portada del episodio

Cuánto silencio hay aquí...

¡Es hora de descubrir nuevos episodios!

Descubre
Tu librería
Busca