A Day in Istanbul: Ahmet's Culinary Adventure
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
A Day in Istanbul: Ahmet's Culinary Adventure
Esta transcripción es generada automáticamente. Ten en cuenta que no se garantiza una precisión absoluta.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: A Day in Istanbul: Ahmet's Culinary Adventure Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/a-day-in-istanbul-ahmets-culinary-adventure/ Story Transcript: Tr: Ahmet, İstanbul'da yaşayan genç bir şef....
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/a-day-in-istanbul-ahmets-culinary-adventure
Story Transcript:
Tr: Ahmet, İstanbul'da yaşayan genç bir şef.
En: Ahmet is a young chef living in Istanbul.
Tr: İstanbul büyük bir şehir, çok güzel bir şehir.
En: Istanbul is a large city, a very beautiful city.
Tr: Ahmet, çok küçükken yemek pişirmeyi öğrenmiş.
En: Ahmet learned to cook when he was very young.
Tr: Evde annesine yardım etmiş.
En: He helped his mother at home.
Tr: Şimdi büyük bir kebap restoranında çalışıyor.
En: Now he works in a big kebab restaurant.
Tr: Bir gün, Ahmet'in çalıştığı restoran çok kalabalık.
En: One day, the restaurant where Ahmet works is very crowded.
Tr: Müşteriler sırada bekliyor.
En: Customers are waiting in line.
Tr: Ahmet çok çalışıyor, terliyor.
En: Ahmet is working hard, sweating.
Tr: Ahmet'in patronu, "Ahmet, daha hızlı olmalısın!" diyor.
En: Ahmet's boss says, "Ahmet, you need to be faster!"
Tr: Ahmet biraz endişeleniyor, ama işine devam ediyor.
En: Ahmet feels a bit anxious but continues with his work.
Tr: Ahmet ellerini hızlı kullanıyor.
En: Ahmet uses his hands quickly.
Tr: Et kesiyor, kebap yapıyor.
En: He cuts the meat, makes kebabs.
Tr: Ahmet'in kebapları çok lezzetli.
En: Ahmet's kebabs are very delicious.
Tr: Müşteriler memnun kalıyor.
En: Customers are satisfied.
Tr: Ama Ahmet çok yorgun.
En: But Ahmet is very tired.
Tr: Bir an dinlenmek istiyor ama fazla vakti yok.
En: He wants to rest for a moment, but he doesn't have much time.
Tr: Ahmet bir sandalye görüyor.
En: Ahmet sees a chair.
Tr: Kısa bir mola veriyor.
En: He takes a short break.
Tr: Oturup nefes alıyor.
En: He sits and takes a breath.
Tr: Bu sırada bir kadın müşteri geliyor.
En: Meanwhile, a female customer comes by.
Tr: Kadın sinirli görünüyor.
En: The woman looks angry.
Tr: "Neden yavaşsınız?" diyor.
En: "Why are you so slow?" she asks.
Tr: Ahmet hemen ayağa kalkıyor.
En: Ahmet immediately stands up.
Tr: Kadına gülümsüyor ve "Özür dilerim, hemen hazırlayacağım," diyor.
En: He smiles at the woman and says, "I'm sorry, I will prepare it right away."
Tr: Ahmet çalışmaya devam ediyor.
En: Ahmet continues to work.
Tr: Sonunda tüm müşteriler servis alıyor.
En: Finally, all the customers are served.
Tr: Patron gelip Ahmet'e teşekkür ediyor.
En: The boss comes and thanks Ahmet.
Tr: Patron, "Bugün çok iyi çalıştın," diyor.
En: The boss says, "You worked very well today."
Tr: Ahmet gülümsüyor.
En: Ahmet smiles.
Tr: Yorgun ama mutlu.
En: He is tired but happy.
Tr: Akşam olunca restoran kapanıyor.
En: In the evening, the restaurant closes.
Tr: Ahmet evine gidiyor.
En: Ahmet goes home.
Tr: Ahmet yatağına uzanıyor.
En: He lies down on his bed.
Tr: "Bugün zor bir gündü," diye düşünüyor.
En: "Today was a hard day," he thinks.
Tr: Ama Ahmet sevdiği işi yapıyor, bu yüzden mutlu.
En: But Ahmet is happy because he is doing the job he loves.
Tr: Ertesi sabah Ahmet erken kalkıyor.
En: The next morning, Ahmet wakes up early.
Tr: Yeniden çalışmaya hazır.
En: He is ready to work again.
Tr: Ahmet biliyor ki, İstanbul gibi büyük bir şehirde kebap yapmak zor, ama çok güzel.
En: Ahmet knows that making kebabs in a big city like Istanbul is hard, but very beautiful.
Tr: Çünkü Ahmet işini severek yapıyor.
En: Because Ahmet loves his job.
Tr: Ve işini iyi yapmak için her gün çaba gösteriyor.
En: And he makes an effort every day to do his job well.
Tr: İşte Ahmet'in hikayesi bu.
En: This is Ahmet's story.
Tr: Kebapçıda geçen her gün yeni bir macera onun için.
En: Every day at the kebab shop is a new adventure for him.
Vocabulary Words:
- chef: şef
- crowded: kalabalık
- customers: müşteriler
- waiting: bekliyor
- line: sıra
- working: çalışıyor
- sweating: terliyor
- boss: patron
- faster: daha hızlı
- anxious: endişeleniyor
- meat: et
- delicious: lezzetli
- satisfied: memnun
- tired: yorgun
- rest: dinlenmek
- chair: sandalye
- break: mola
- breath: nefes
- angry: sinirli
- sorry: özür dilerim
- prepare: hazırlamak
- served: servis
- thanks: teşekkür ediyor
- happy: mutlu
- closes: kapanıyor
- bed: yatak
- hard day: zor gün
- early: erken
- adventure: macera
- effort: çaba
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company
Comentarios