Transcrito

Autumn Adventures: Emir and Leyla's Joyful Kite Tale

29 de sep. de 2024 · 14m 47s
Autumn Adventures: Emir and Leyla's Joyful Kite Tale
Capítulos

01 · Main Story

1m 41s

02 · Vocabulary Words

11m 6s

Descripción

Fluent Fiction - Turkish: Autumn Adventures: Emir and Leyla's Joyful Kite Tale Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/autumn-adventures-emir-and-leylas-joyful-kite-tale/ Story Transcript: Tr: Beylikdüzü'ndeki sıcak bir sonbahar sabahıydı....

mostra más
Fluent Fiction - Turkish: Autumn Adventures: Emir and Leyla's Joyful Kite Tale
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/autumn-adventures-emir-and-leylas-joyful-kite-tale

Story Transcript:

Tr: Beylikdüzü'ndeki sıcak bir sonbahar sabahıydı.
En: It was a warm autumn morning in Beylikdüzü.

Tr: Ağaçlar, kahverengi ve kırmızı yapraklarla doluydu.
En: The trees were filled with brown and red leaves.

Tr: Hava serindi ama güneş ara sıra bulutların arasından parlayarak aydınlık bir oyun alanı yaratıyordu.
En: The air was cool, but the sun occasionally shone through the clouds, creating a bright playground.

Tr: Emir elinde bir uçurtma tutuyordu.
En: Emir was holding a kite.

Tr: Uçurtmanın parlak renkleri güneşin altında parlıyordu.
En: The kite's bright colors glowed under the sun.

Tr: Yanında Leyla vardı. Leyla'nın yüzünde her zamanki gibi bir gülümseme vardı.
En: Leyla was beside him, her face wearing its usual smile.

Tr: Emir biraz gergin görünüyordu ama kararından dönmeye niyeti yoktu.
En: Emir looked a bit nervous, but he had no intention of changing his mind.

Tr: "Bu uçurtmayı kesinlikle uçuracağım," dedi inatla.
En: "I will definitely fly this kite," he said stubbornly.

Tr: İlk deneme için uçurtmayı kaldırmaya başladılar.
En: They began to lift the kite for the first attempt.

Tr: Ancak sokak tabelalarına ve dallara takıldı uçurtmanın ipi.
En: However, the kite's string got caught on street signs and branches.

Tr: Emir hemen pes etmedi.
En: Emir didn't give up so easily.

Tr: Her yere asılmış olan tabelalara dikkat etmeye çalıştı.
En: He tried to pay attention to the signs hung everywhere.

Tr: Leyla ise durmadan gülüyordu.
En: Meanwhile, Leyla kept laughing.

Tr: "Ah Emir," dedi gülerken.
En: "Oh Emir," she said, laughing.

Tr: "Bence bu uçurtma buraları çok sevdi."
En: "I think this kite really likes it here."

Tr: Emir bir süre düşündü.
En: Emir thought for a while.

Tr: Sonunda Leyla'ya döndü ve "Park daha açık.
En: Finally, he turned to Leyla and said, "The park is more open.

Tr: Oraya gidelim," dedi.
En: Let's go there."

Tr: Leyla omuzlarını silkti.
En: Leyla shrugged her shoulders.

Tr: "Tabii," dedi, "Ama biraz da keyfimize bakalım, olur mu?"
En: "Sure," she said, "But let's enjoy ourselves a bit too, okay?"

Tr: Park doluydu ama uçurtma uçurmak için yeterince boşluk vardı.
En: The park was crowded but there was enough space to fly a kite.

Tr: Rüzgar burada daha güçlüydü.
En: The wind was stronger here.

Tr: Emir uçurtmayı tekrar kaldırdı.
En: Emir lifted the kite again.

Tr: Bu sefer rüzgar uçurtmayı aldı ve hızla yükseltti.
En: This time the wind took the kite and lifted it quickly.

Tr: Emir'in yüzü sevinçle parladı.
En: Emir's face lit up with joy.

Tr: "Başardık!" diye bağırdı.
En: "We did it!" he shouted.

Tr: Tam o anda, büyük bir ağacın dallarına çarptı uçurtma.
En: At that moment, the kite crashed into the branches of a big tree.

Tr: Uçurtma orada sallanıyordu.
En: It was dangling there.

Tr: Emir şaşırdı ama Leyla hemen kahkahalarla güldü.
En: Emir was surprised, but Leyla immediately burst into laughter.

Tr: Emir de gülmeye başladı.
En: Emir started to laugh too.

Tr: Bir bankta oturdular.
En: They sat on a bench.

Tr: Emir nefesini toplarken Leyla, "Biliyor musun?
En: As Emir caught his breath, Leyla said, still laughing, "You know what?

Tr: "Bu çok eğlenceliydi!" dedi, hala gülerken.
En: This was so much fun!"

Tr: Emir rahatlamıştı.
En: Emir was relieved.

Tr: "Haklısın," dedi.
En: "You're right," he said.

Tr: "Belki de önemli olan denemekti."
En: "Maybe what mattered was trying."

Tr: Beraber ağaçların altında oturdular, düşen yaprakları izlediler ve anın tadını çıkardılar.
En: They sat together under the trees, watched the falling leaves, and enjoyed the moment.

Tr: Emir için önemli olan uçurtmayı uçurmak değil, eğlenmekmiş.
En: For Emir, the important thing wasn't flying the kite, but having fun.

Tr: Ve bu, arkadaşının yanında çok daha kolaymış.
En: And it was much easier beside his friend.

Tr: İşte böyle, Beylikdüzü'nde bir sonbahar günü iki arkadaştan oluşan bir hikâyenin keyifli sonu.
En: So, that's the happy ending to the story of two friends on an autumn day in Beylikdüzü.


Vocabulary Words:
  • autumn: sonbahar
  • occasionally: ara sıra
  • stubbornly: inatla
  • attempt: deneme
  • string: ipi
  • caught: takıldı
  • branches: dallar
  • give up: pes etmedi
  • crowded: doluydu
  • shrugged: omuzlarını silkti
  • enjoy: keyfimize
  • wind: rüzgar
  • lifted: yükseltti
  • crashed: çarptı
  • dangling: sallanıyordu
  • surprised: şaşırdı
  • bench: bank
  • relieved: rahatlamıştı
  • breath: nefes
  • perhaps: belki
  • trying: denemek
  • moment: anı
  • falling: düşen
  • enjoyed: tadını çıkardılar
  • relieved: rahatlamıştı
  • glowed: parlıyordu
  • trees: ağaçlar
  • nervous: gergin
  • intention: niyeti
  • burst into: kahkahalarla
mostra menos
Información
Autor FluentFiction.org
Organización Kameron Kilchrist
Página web www.fluentfiction.org
Etiquetas

Parece que no tienes ningún episodio activo

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Actual

Portada del podcast

Parece que no tienes ningún episodio en cola

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Siguiente

Portada del episodio Portada del episodio

Cuánto silencio hay aquí...

¡Es hora de descubrir nuevos episodios!

Descubre
Tu librería
Busca