Transcrito

Ballooning Bliss: Conquering Heights in Cappadocia

20 de oct. de 2024 · 13m 27s
Ballooning Bliss: Conquering Heights in Cappadocia
Capítulos

01 · Main Story

1m 46s

02 · Vocabulary Words

10m 7s

Descripción

Fluent Fiction - Turkish: Ballooning Bliss: Conquering Heights in Cappadocia Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/ballooning-bliss-conquering-heights-in-cappadocia/ Story Transcript: Tr: Cappadocia'nın muhteşem sabahında, gökyüzü rengarenk balonlarla doluydu....

mostra más
Fluent Fiction - Turkish: Ballooning Bliss: Conquering Heights in Cappadocia
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/ballooning-bliss-conquering-heights-in-cappadocia

Story Transcript:

Tr: Cappadocia'nın muhteşem sabahında, gökyüzü rengarenk balonlarla doluydu.
En: On the magnificent morning in Cappadocia, the sky was filled with colorful balloons.

Tr: Sibel ve Emre, bu festivalin en heyecan verici aktivitelerinden biri olan sıcak hava balonu turuna hazırlanıyordu.
En: Sibel and Emre were preparing for one of the most exciting activities of the festival, the hot air balloon tour.

Tr: Sibel, yükseklik korkusuna rağmen, bu maceraya katılmak istiyordu.
En: Despite her fear of heights, Sibel wanted to participate in this adventure.

Tr: Kalbinin derinliklerinde bir korku doluydu ama asla Emre'ye belli etmedi.
En: Deep down in her heart, she was filled with fear, but she never let Emre know.

Tr: Yanında Emre gibi tecrübeli bir pilot olması ona cesaret veriyordu.
En: Having an experienced pilot like Emre by her side gave her courage.

Tr: Sıcak hava balonu yavaşça yükseldi.
En: The hot air balloon slowly rose.

Tr: Altta kalan manzara harikaydı.
En: The scenery below was magnificent.

Tr: Kulağında rüzgarın hafif sesi ve Emre'nin sakin ses tonuyla yaptığı açıklamalar vardı.
En: She could hear the gentle sound of the wind and Emre's calm explanations.

Tr: Ancak, aniden, hava değişti.
En: However, suddenly, the weather changed.

Tr: Rüzgar hızlandı.
En: The wind picked up.

Tr: Balon kontrol dışına çıkıyordu.
En: The balloon was getting out of control.

Tr: Emre ciddi bir şekilde Sibel'e döndü.
En: Emre turned to Sibel seriously.

Tr: Gözlerinde bir odaklanma vardı.
En: There was a focus in his eyes.

Tr: "Durum kontrolümüzde. Ama acil iniş gerekiyor," dedi sesindeki sükûneti koruyarak.
En: "The situation is under control. But we need an emergency landing," he said, maintaining calmness in his voice.

Tr: Sibel derin bir nefes aldı.
En: Sibel took a deep breath.

Tr: Korkup panik yapmak isteyebileceği bir andı, ancak Emre'ye ve kendine güvenmeliydi.
En: It was a moment when she might want to panic, but she had to trust Emre and herself.

Tr: Emre, yolculara yüksek sesle talimat verirken, Sibel onlara destek oluyordu.
En: While Emre loudly instructed the passengers, Sibel was supporting them.

Tr: Herkes dikkatle Emre'yi dinledi.
En: Everyone listened to Emre carefully.

Tr: Balonun içindeki gerilim hissedilebilirdi ama yolcular, Sibel'in teşvik edici sözleriyle daha sakinleştiler.
En: The tension in the balloon could be felt, but the passengers calmed down with Sibel's encouraging words.

Tr: Dışarıda rüzgar hala güçlüydü.
En: Outside, the wind was still strong.

Tr: Emre, balonu dikkatlice yönlendirerek inişe geçti.
En: Emre carefully guided the balloon into descent.

Tr: Birkaç korkutucu dakikadan sonra, balon güvenle yere indi.
En: After a few frightening minutes, the balloon landed safely.

Tr: Herkes büyük bir rahatlama nefesi aldı.
En: Everyone let out a big sigh of relief.

Tr: Sibel, artık yükseklik korkusunu yenmenin vermiş olduğu zaferi yaşıyordu.
En: Sibel was now experiencing the victory of overcoming her fear of heights.

Tr: Emre, takım çalışmasının önemini bir kez daha anlamıştı.
En: Emre once again understood the importance of teamwork.

Tr: Cappadocia'nın büyüleyici manzarası şimdi onlara başka bir hikaye anlatıyordu; zorluklar karşısında dayanıklılık ve güven.
En: The enchanting landscape of Cappadocia was now telling them another story; resilience and trust in the face of challenges.

Tr: Tur sona ermişti ama her biri, yeni bir deneyim kazanmıştı.
En: The tour had come to an end, but each of them had gained a new experience.

Tr: Gözlerini kapatarak, o anın huzurunu içlerine çektiler.
En: By closing their eyes, they absorbed the peace of that moment.

Tr: Cappadocia'nın renkli balonları altında, hayat bir kez daha harika bir anı hediye etmişti.
En: Under the colorful balloons of Cappadocia, life had once again gifted them with a wonderful memory.


Vocabulary Words:
  • magnificent: muhteşem
  • scenery: manzara
  • gentle: hafif
  • emergency: acil
  • calmness: sükûnet
  • frightening: korkutucu
  • victory: zafer
  • resilience: dayanıklılık
  • relief: rahatlama
  • experienced: tecrübeli
  • focus: odaklanma
  • descent: iniş
  • supporting: destek
  • calmed: sakinleştiler
  • enchanting: büyüleyici
  • activities: aktiviteler
  • adventure: macera
  • heights: yükseklik
  • courage: cesaret
  • control: kontrol
  • explanations: açıklamalar
  • trust: güven
  • overcoming: yenmenin
  • moment: an
  • pilot: pilot
  • gained: kazandılar
  • peace: huzur
  • tension: gerilim
  • landscape: manzara
  • instruction: talimat
mostra menos
Información
Autor FluentFiction.org
Organización Kameron Kilchrist
Página web www.fluentfiction.org
Etiquetas

Parece que no tienes ningún episodio activo

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Actual

Portada del podcast

Parece que no tienes ningún episodio en cola

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Siguiente

Portada del episodio Portada del episodio

Cuánto silencio hay aquí...

¡Es hora de descubrir nuevos episodios!

Descubre
Tu librería
Busca