Ballooning Bliss: Conquering Heights in Cappadocia
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
Ballooning Bliss: Conquering Heights in Cappadocia
Esta transcripción es generada automáticamente. Ten en cuenta que no se garantiza una precisión absoluta.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: Ballooning Bliss: Conquering Heights in Cappadocia Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/ballooning-bliss-conquering-heights-in-cappadocia/ Story Transcript: Tr: Cappadocia'nın muhteşem sabahında, gökyüzü rengarenk balonlarla doluydu....
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/ballooning-bliss-conquering-heights-in-cappadocia
Story Transcript:
Tr: Cappadocia'nın muhteşem sabahında, gökyüzü rengarenk balonlarla doluydu.
En: On the magnificent morning in Cappadocia, the sky was filled with colorful balloons.
Tr: Sibel ve Emre, bu festivalin en heyecan verici aktivitelerinden biri olan sıcak hava balonu turuna hazırlanıyordu.
En: Sibel and Emre were preparing for one of the most exciting activities of the festival, the hot air balloon tour.
Tr: Sibel, yükseklik korkusuna rağmen, bu maceraya katılmak istiyordu.
En: Despite her fear of heights, Sibel wanted to participate in this adventure.
Tr: Kalbinin derinliklerinde bir korku doluydu ama asla Emre'ye belli etmedi.
En: Deep down in her heart, she was filled with fear, but she never let Emre know.
Tr: Yanında Emre gibi tecrübeli bir pilot olması ona cesaret veriyordu.
En: Having an experienced pilot like Emre by her side gave her courage.
Tr: Sıcak hava balonu yavaşça yükseldi.
En: The hot air balloon slowly rose.
Tr: Altta kalan manzara harikaydı.
En: The scenery below was magnificent.
Tr: Kulağında rüzgarın hafif sesi ve Emre'nin sakin ses tonuyla yaptığı açıklamalar vardı.
En: She could hear the gentle sound of the wind and Emre's calm explanations.
Tr: Ancak, aniden, hava değişti.
En: However, suddenly, the weather changed.
Tr: Rüzgar hızlandı.
En: The wind picked up.
Tr: Balon kontrol dışına çıkıyordu.
En: The balloon was getting out of control.
Tr: Emre ciddi bir şekilde Sibel'e döndü.
En: Emre turned to Sibel seriously.
Tr: Gözlerinde bir odaklanma vardı.
En: There was a focus in his eyes.
Tr: "Durum kontrolümüzde. Ama acil iniş gerekiyor," dedi sesindeki sükûneti koruyarak.
En: "The situation is under control. But we need an emergency landing," he said, maintaining calmness in his voice.
Tr: Sibel derin bir nefes aldı.
En: Sibel took a deep breath.
Tr: Korkup panik yapmak isteyebileceği bir andı, ancak Emre'ye ve kendine güvenmeliydi.
En: It was a moment when she might want to panic, but she had to trust Emre and herself.
Tr: Emre, yolculara yüksek sesle talimat verirken, Sibel onlara destek oluyordu.
En: While Emre loudly instructed the passengers, Sibel was supporting them.
Tr: Herkes dikkatle Emre'yi dinledi.
En: Everyone listened to Emre carefully.
Tr: Balonun içindeki gerilim hissedilebilirdi ama yolcular, Sibel'in teşvik edici sözleriyle daha sakinleştiler.
En: The tension in the balloon could be felt, but the passengers calmed down with Sibel's encouraging words.
Tr: Dışarıda rüzgar hala güçlüydü.
En: Outside, the wind was still strong.
Tr: Emre, balonu dikkatlice yönlendirerek inişe geçti.
En: Emre carefully guided the balloon into descent.
Tr: Birkaç korkutucu dakikadan sonra, balon güvenle yere indi.
En: After a few frightening minutes, the balloon landed safely.
Tr: Herkes büyük bir rahatlama nefesi aldı.
En: Everyone let out a big sigh of relief.
Tr: Sibel, artık yükseklik korkusunu yenmenin vermiş olduğu zaferi yaşıyordu.
En: Sibel was now experiencing the victory of overcoming her fear of heights.
Tr: Emre, takım çalışmasının önemini bir kez daha anlamıştı.
En: Emre once again understood the importance of teamwork.
Tr: Cappadocia'nın büyüleyici manzarası şimdi onlara başka bir hikaye anlatıyordu; zorluklar karşısında dayanıklılık ve güven.
En: The enchanting landscape of Cappadocia was now telling them another story; resilience and trust in the face of challenges.
Tr: Tur sona ermişti ama her biri, yeni bir deneyim kazanmıştı.
En: The tour had come to an end, but each of them had gained a new experience.
Tr: Gözlerini kapatarak, o anın huzurunu içlerine çektiler.
En: By closing their eyes, they absorbed the peace of that moment.
Tr: Cappadocia'nın renkli balonları altında, hayat bir kez daha harika bir anı hediye etmişti.
En: Under the colorful balloons of Cappadocia, life had once again gifted them with a wonderful memory.
Vocabulary Words:
- magnificent: muhteşem
- scenery: manzara
- gentle: hafif
- emergency: acil
- calmness: sükûnet
- frightening: korkutucu
- victory: zafer
- resilience: dayanıklılık
- relief: rahatlama
- experienced: tecrübeli
- focus: odaklanma
- descent: iniş
- supporting: destek
- calmed: sakinleştiler
- enchanting: büyüleyici
- activities: aktiviteler
- adventure: macera
- heights: yükseklik
- courage: cesaret
- control: kontrol
- explanations: açıklamalar
- trust: güven
- overcoming: yenmenin
- moment: an
- pilot: pilot
- gained: kazandılar
- peace: huzur
- tension: gerilim
- landscape: manzara
- instruction: talimat
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company