Chaos & Joy in Istanbul: A Day at the Grand Bazaar
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
Chaos & Joy in Istanbul: A Day at the Grand Bazaar
Esta transcripción es generada automáticamente. Ten en cuenta que no se garantiza una precisión absoluta.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: Chaos & Joy in Istanbul: A Day at the Grand Bazaar Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/chaos-joy-in-istanbul-a-day-at-the-grand-bazaar/ Story Transcript: Tr: İstanbul’un tarih...
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/chaos-joy-in-istanbul-a-day-at-the-grand-bazaar
Story Transcript:
Tr: İstanbul’un tarih kokan evinde, Kapalıçarşı’da, renkli ve canlı bir gün başlamıştı.
En: In the history-filled house of Istanbul, in the Grand Bazaar, a colorful and lively day had begun.
Tr: Ahmet, Leyla ve Mehmet çarşıda yürüyordu.
En: Ahmet, Leyla, and Mehmet were walking through the bazaar.
Tr: Ahmet heyecanlıydı çünkü en sevdiği dükkan, Lokum Dünyası, o gün özel bir indirim yapıyordu.
En: Ahmet was excited because his favorite shop, Lokum Dünyası, was having a special discount that day.
Tr: Leyla rengarenk oyuncağıyla oynarken, Mehmet babasıyla şekerleme ve lokum almanın hayalini kuruyordu.
En: While Leyla played with her colorful toy, Mehmet dreamed of buying sweets and Turkish delight with his father.
Tr: Ahmet onlara bir sürpriz yapmak istedi ve Lokum Dünyası'na yürüdü.
En: Ahmet wanted to surprise them and walked towards Lokum Dünyası.
Tr: Ancak Ahmet'in gözü vitrindeki en pahalı lokumda takılı kaldı.
En: However, Ahmet's eyes got stuck on the most expensive Turkish delight in the display.
Tr: “Bu çok güzel!” diye düşündü.
En: “This is beautiful!” he thought.
Tr: Ahmet vitrindeki lokumları incelerken birden ayağı kaydı.
En: As Ahmet was examining the delights in the display, he suddenly slipped.
Tr: Dengesi bozuldu ve etrafındaki lokum tepsilerini devirdi.
En: He lost his balance and knocked over the trays of Turkish delights around him.
Tr: Yerde yığılı lokumlar etrafa saçıldı.
En: The Turkish delights scattered all over the floor.
Tr: Ahmet şaşkın, Leyla gülüyordu.
En: Ahmet was shocked, Leyla was laughing.
Tr: Mehmet ise “Baba, dikkat et!” diye bağırdı.
En: Mehmet shouted, “Dad, be careful!”
Tr: O sırada birçok turist çarşıyı geziyordu.
En: At that moment, many tourists were touring the bazaar.
Tr: Ahmet koşuşturarak lokumları toplamaya çalışırken turistler şaşkın bir şekilde izliyordu.
En: While Ahmet rushed to gather the Turkish delights, the tourists watched in amazement.
Tr: Adamın biri fotoğraf çekmeye başladı.
En: A man started taking photos.
Tr: Leyla yerden birkaç lokum aldı ve babasına verdi.
En: Leyla picked up a few Turkish delights from the ground and handed them to her father.
Tr: Turist grubu Ahmet’i alkışlamaya başladı.
En: The tourist group began to applaud Ahmet.
Tr: Bir kadın gülümseyerek, "Bu bir gelenek mi?" diye sordu.
En: A woman smiled and asked, “Is this a tradition?”
Tr: Leyla'nın aklına parlak bir fikir geldi.
En: A brilliant idea came to Leyla's mind.
Tr: “Evet, bu bizim lokum festivalimiz!” dedi.
En: “Yes, this is our Turkish delight festival!” she said.
Tr: Mehmet “Evet, her sene böyle kutlarız,” diye ekledi.
En: Mehmet added, “Yes, we celebrate it like this every year.”
Tr: Ahmet yerin temizlenmesine sevinmişti.
En: Ahmet was relieved that the floor was cleaned up.
Tr: Lokum Dünyası'nın sahibi geldi ve şaşkınlıkla duruma baktı.
En: The owner of Lokum Dünyası came and looked at the situation in surprise.
Tr: “Her şey yolunda mı?” diye sordu.
En: “Is everything alright?” he asked.
Tr: Ahmet özür dilerken, Leyla ve Mehmet çoktan durumu kurtarmıştı.
En: While Ahmet was apologizing, Leyla and Mehmet had already saved the situation.
Tr: Dükkan sahibi gülerek, “Bugün gerçekten eğlenceli bir gün oldu. Herkese teşekkürler,” dedi ve turistlere ikramda bulundu.
En: The shop owner laughed and said, “Today has really been a fun day. Thanks to everyone,” and offered treats to the tourists.
Tr: Ahmet, Leyla ve Mehmet bu anıyı hiçbir zaman unutmadılar.
En: Ahmet, Leyla, and Mehmet never forgot this memory.
Tr: Sonunda hep birlikte gülerek çarşıdan ayrıldılar.
En: In the end, they all left the bazaar laughing together.
Tr: İşte böyle, İstanbul'un kalbinde, lokumlar bahane, dostluk ve neşe şahane oldu.
En: So, like this, in the heart of Istanbul, Turkish delights were just an excuse, and friendship and joy were the real delight.
Vocabulary Words:
- history-filled: tarih kokan
- Grand Bazaar: Kapalıçarşı
- colorful: renkli
- lively: canlı
- favorite: en sevdiği
- discount: indirim
- dreamed: hayalini kuruyordu
- surprise: sürpriz
- expensive: pahalı
- display: vitrin
- examining: incelerken
- slipped: ayağı kaydı
- balance: denge
- knocked over: devirdi
- shocked: şaşkın
- amazed: şaşkın
- applaud: alkışlamak
- tradition: gelenek
- brilliant: parlak
- festival: festival
- relieved: sevinmişti
- situation: durum
- apologizing: özür dilemek
- fun: eğlenceli
- treats: ikramlar
- memory: anı
- heart: kalp
- excuse: bahane
- friendship: dostluk
- joy: neşe
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company