Family Ties at the Grand Bazaar's Carpet Shop
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
Family Ties at the Grand Bazaar's Carpet Shop
Esta transcripción es generada automáticamente. Ten en cuenta que no se garantiza una precisión absoluta.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: Family Ties at the Grand Bazaar's Carpet Shop Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/family-ties-at-the-grand-bazaars-carpet-shop/ Story Transcript: Tr: Güneşin parlak ışıkları Kapalıçarşı'nın renkli...
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/family-ties-at-the-grand-bazaars-carpet-shop
Story Transcript:
Tr: Güneşin parlak ışıkları Kapalıçarşı'nın renkli sokaklarına vururken, Ayşe dükkânın kapısını açtı.
En: As the bright rays of the sun struck the colorful streets of the Grand Bazaar, Ayşe opened the shop's door.
Tr: Mehmet ve Elif içerideki halıları düzeltiyordu.
En: Mehmet and Elif were inside, straightening the carpets.
Tr: Aile dükkânı, güzel, el yapımı halılarla doluydu.
En: The family shop was filled with beautiful, handmade carpets.
Tr: Her halı, uzun saatler boyunca büyük özenle dokunmuştu.
En: Each carpet had been woven with great care over long hours.
Tr: Ayşe, sabahın erken saatlerinde gelen ilk müşterilere güler yüzle selam verdi.
En: Ayşe greeted the first customers of the morning with a warm smile.
Tr: "Hoş geldiniz!
En: "Welcome!
Tr: Size nasıl yardımcı olabilirim?"
En: How can I help you?"
Tr: dedi.
En: she said.
Tr: Müşteriler, dükkânın renkli dünyasına hayran kaldı.
En: The customers were mesmerized by the shop's colorful world.
Tr: Ayşe, güzel bir halıyı yerinden çıkardı ve onlara gösterdi.
En: Ayşe took out a beautiful carpet and showed it to them.
Tr: "Bu halı, annemin dokuduğu en özel halıdır," dedi gururla.
En: "This carpet is the most special one woven by my mother," she said proudly.
Tr: Mehmet, diğer müşterilere başka halıları gösteriyordu.
En: Mehmet was showing other carpets to different customers.
Tr: "Bu halı, bizim yöremizin desenlerine sahiptir," dedi.
En: "This carpet features the patterns of our region," he explained.
Tr: "Bu desenler, yüzyıllar önce de kullanılmıştır."
En: "These designs have been used for centuries."
Tr: Elif de dükkânda çalışıyordu.
En: Elif was also working in the shop.
Tr: O, daha küçük ve gençti ama halılar hakkında çok bilgiliydi.
En: She was younger and smaller but very knowledgeable about the carpets.
Tr: "Bu halının renkleri doğal boyalarla yapılmıştır," dedi bir müşteriye.
En: "The colors of this carpet are made with natural dyes," she told a customer.
Tr: "Renkler, uzun yıllar boyunca solmaz."
En: "The colors will not fade for many years."
Tr: Bir gün, önemli bir müşteri dükkâna geldi.
En: One day, an important customer arrived at the shop.
Tr: Zengin ve zarif bir kadın, etrafı dikkatle inceleyerek içeri girdi.
En: A wealthy and elegant woman entered, carefully examining her surroundings.
Tr: "İyi günler," dedi kadın.
En: "Good day," she said.
Tr: "Bana en güzel halınızı gösterir misiniz?"
En: "Could you show me your most beautiful carpet?"
Tr: Ayşe, hemen özel bir halı seçti.
En: Ayşe immediately chose a special carpet.
Tr: Bu halı, dükkânın en nadide parçasıydı.
En: This carpet was the most exquisite piece in the shop.
Tr: Kadın halıya baktı ve gülümsedi.
En: The woman looked at the carpet and smiled.
Tr: "Bu mükemmel," dedi.
En: "This is perfect," she said.
Tr: "Bu halıyı satın almak istiyorum."
En: "I want to buy this carpet."
Tr: Ayşe, Mehmet ve Elif çok mutlu oldular.
En: Ayşe, Mehmet, and Elif were very happy.
Tr: Bu satış, onların en büyük satışlarından biriydi.
En: This sale was one of their biggest.
Tr: Kadın, halıyı satın aldı ve dükkândan ayrıldı.
En: The woman purchased the carpet and left the shop.
Tr: O günün sonunda, Ayşe, Mehmet ve Elif birlikte bir kutlama yaptılar.
En: At the end of that day, Ayşe, Mehmet, and Elif celebrated together.
Tr: Aile dükkânı, birlik ve beraberlik içinde çalışmanın gücünü bir kez daha göstermişti.
En: The family shop had once again demonstrated the power of working in unity and togetherness.
Tr: Kapalıçarşı'nın renkli dünyasında, onların mutlu hikayesi sona erdi.
En: In the colorful world of the Grand Bazaar, their happy story came to an end.
Vocabulary Words:
- bright: parlak
- struck: vururken
- colorful: renkli
- straightening: düzeltiyordu
- handmade: el yapımı
- woven: dokunmuştu
- care: özen
- greeted: selam verdi
- proudly: gururla
- mesmerized: hayran kaldı
- features: sahiptir
- designs: desenler
- centuries: yüzyıllar
- knowledgeable: bilgili
- natural dyes: doğal boyalar
- fade: solmaz
- wealthy: zengin
- elegant: zarif
- examining: inceleyerek
- surroundings: etrafı
- exquisite: nadide
- piece: parçası
- perfect: mükemmel
- purchased: satın aldı
- celebrated: kutlama yaptılar
- unity: birlik
- togetherness: beraberlik
- demonstrated: göstermişti
- early: erken
- happy: mutlu
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company