From Anxious Newcomer to Star Student: Selin's Boarding Journey
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
From Anxious Newcomer to Star Student: Selin's Boarding Journey
Esta transcripción es generada automáticamente. Ten en cuenta que no se garantiza una precisión absoluta.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: From Anxious Newcomer to Star Student: Selin's Boarding Journey Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/from-anxious-newcomer-to-star-student-selins-boarding-journey/ Story Transcript: Tr: Ankara'nın en prestijli yatılı...
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/from-anxious-newcomer-to-star-student-selins-boarding-journey
Story Transcript:
Tr: Ankara'nın en prestijli yatılı okullarından birinde hayat ne kadar zor olabilir ki, diye düşündü Selin.
En: "How hard could life be at one of the most prestigious boarding schools in Ankara?" wondered Selin.
Tr: Okulun geniş kampüsünde yürürken içi umut doluydu ama aynı zamanda endişeliydi.
En: As she walked through the vast campus of the school, she was filled with hope but also anxiety.
Tr: Selin, sıcak yaz güneşinin altında yeşeren çimenlerin ve çiçeklerin arasından geçti.
En: Selin passed through the lush grass and flowers blooming under the warm summer sun.
Tr: Selin için bu okul yeni bir başlangıçtı.
En: This school was a new beginning for Selin.
Tr: Küçük bir kasabadan geliyordu ve buradaki öğrencilerin çoğu, nüfuzlu ailelerin çocuklarıydı.
En: She came from a small town, whereas most of the students here were children of influential families.
Tr: Onlar gibi bir arkaplana sahip değildi ama azmi ve çalışkanlığı ile buraya kadar gelmişti.
En: She did not have a similar background, but with her determination and hard work, she had made it this far.
Tr: İlk günler biraz zorlu geçti.
En: The first few days were a bit tough.
Tr: Bazı sınıf arkadaşları, onun burslu bir öğrenci olduğunu öğrendiğinde alaycı bakışlarla bakıyordu.
En: Some of her classmates looked at her with mocking eyes when they learned she was a scholarship student.
Tr: Bu, Selin'i üzmedi değil.
En: This did hurt Selin.
Tr: Kendisini yatakhaneye attığında içi boş gibi hissetti.
En: When she threw herself onto her bed in the dormitory, she felt empty inside.
Tr: Ama hemen toparlandı.
En: But she quickly pulled herself together.
Tr: "Buraya çalışmak için geldim," dedi kendi kendine.
En: "I came here to study," she said to herself.
Tr: "Pes etmeyeceğim."
En: "I won't give up."
Tr: Selin, derslerinde başarılı olmak için çok çalıştı.
En: Selin worked very hard to succeed in her classes.
Tr: Sürekli kütüphanede vakit geçirdi, öğretmenlerden yardım istedi ve anlamadığı konuları çözmek için uğraştı.
En: She spent a lot of time in the library, asked for help from teachers, and worked diligently to understand subjects that puzzled her.
Tr: Aynı zamanda okulun müzik kulübüne katıldı.
En: She also joined the school’s music club.
Tr: Piyano çalmayı seviyordu ve bu, ona huzur veren tek şeydi.
En: She loved playing the piano, and it was the one thing that gave her peace.
Tr: Bir gün, okuldaki büyük akademik yarışma ilan edildi.
En: One day, a major academic competition was announced at school.
Tr: Selin, sınavlara hazırlandığı kadar bu yarışmaya da hazırlandı.
En: Selin prepared for this competition just as rigorously as she prepared for her exams.
Tr: Günlerce çalıştı, notlar aldı ve pratik yaptı.
En: She worked for days, took notes, and practiced.
Tr: Yarışma günü geldiğinde, kendinden emindi ama yine de tedirgindi.
En: On the day of the competition, she felt confident but still nervous.
Tr: Yarışma sonucu açıklandığında herkes şaşkındı.
En: When the results of the competition were announced, everyone was shocked.
Tr: Selin, birinci olmuştu!
En: Selin had come in first place!
Tr: Bu andan sonra, sınıf arkadaşlarının ona bakışları değişti.
En: From that moment on, her classmates’ attitudes towards her changed.
Tr: Artık ona saygı duyuyorlardı.
En: They now respected her.
Tr: Öğretmenleri, onun azmini ve başarısını takdir etti.
En: Her teachers appreciated her determination and success.
Tr: Selin'in bir hedefi daha vardı: Kendine güvenmek ve burada gerçekten bir yer edinmek.
En: Selin had another goal: To believe in herself and truly find a place for herself here.
Tr: Bir süre geçtikten sonra, Selin birkaç iyi arkadaş edindi.
En: After a while, Selin made a few good friends.
Tr: Onlarla kütüphanede çalıştı, okul bahçesinde yürüyüş yaptı ve öğrenci kulüplerine katıldı.
En: She studied with them in the library, walked in the school garden, and joined student clubs.
Tr: Artık kendine daha fazla güveniyordu ve bu okulda başarılı olabileceğine inanıyordu.
En: She now had more confidence and believed she could be successful at this school.
Tr: Selin, Ankara yatılı okulunda yeni dönemin başlangıcında kendini buldu.
En: At the start of the new term at the Ankara boarding school, Selin found herself.
Tr: Artık içindeki tüm şüpheleri geride bırakmıştı.
En: She had now left all her doubts behind.
Tr: Ne olursa olsun, burada bir yer edinip fark yaratabileceğini biliyordu.
En: No matter what, she knew she could carve out a place for herself and make a difference here.
Tr: Son günlerdeki güneşli günler, onun geleceğine ışık tutuyordu.
En: The sunny days of late had become a beacon lighting up her future.
Tr: Artık başarının, azim ve inançla geldiğini biliyordu.
En: She now knew that success comes with determination and faith.
Tr: Selin kendini kanıtladı ve şimdi önü açıktı.
En: Selin had proven herself, and now the path ahead was clear.
Vocabulary Words:
- prestigious: prestijli
- boarding schools: yatılı okullar
- anxiety: endişe
- lush: yeşeren
- blooming: çiçeklerin açması
- scholarship: burs
- dormitory: yatakhane
- empty: boş
- determination: azim
- diligently: çalışkanlıkla
- puzzled: anlamadığı
- competition: yarışma
- rigorously: sıkı bir şekilde
- confident: kendinden emin
- nervous: tedirgin
- shocked: şaşkın
- attitudes: bakışlar
- appreciated: takdir etti
- goal: hedef
- believed: inandı
- influential: nüfuzlu
- background: arkaplan
- mocking: alaycı
- filled: doldu
- pulled herself together: toparlandı
- faith: inanç
- proven: kanıtladı
- clear: açık
- confidence: güven
- sunny days: güneşli günler
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company