Transcrito

Kemal's Grand Bazaar Adventure: The Tale of the Oversized Carpet

20 de jun. de 2024 · 13m 43s
Kemal's Grand Bazaar Adventure: The Tale of the Oversized Carpet
Capítulos

01 · Main Story

1m 42s

02 · Vocabulary Words

10m 7s

Descripción

Fluent Fiction - Turkish: Kemal's Grand Bazaar Adventure: The Tale of the Oversized Carpet Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/kemals-grand-bazaar-adventure-the-tale-of-the-oversized-carpet/ Story Transcript: Tr: Kemal, sabah erkenden...

mostra más
Fluent Fiction - Turkish: Kemal's Grand Bazaar Adventure: The Tale of the Oversized Carpet
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/kemals-grand-bazaar-adventure-the-tale-of-the-oversized-carpet

Story Transcript:

Tr: Kemal, sabah erkenden uyandı.
En: Kemal woke up early in the morning.

Tr: Bugün Kapalıçarşı'ya gitmek istiyordu.
En: He wanted to go to the Grand Bazaar today.

Tr: İstanbul'da hava güneşliydi.
En: It was sunny in Istanbul.

Tr: Kemal kahvaltı yaptı, çayını içti ve evden çıktı.
En: Kemal had breakfast, drank his tea, and left the house.

Tr: Kapalıçarşı'ya varınca, renkli dükkanlar onu büyüledi.
En: When he arrived at the Grand Bazaar, the colorful shops enchanted him.

Tr: Her yer kalabalıktı.
En: Everywhere was crowded.

Tr: Kemal bir halıcı dükkânına girdi.
En: Kemal entered a carpet shop.

Tr: Halıcı çok nazikti.
En: The shopkeeper was very kind.

Tr: "Bak, çok güzel halılar var," dedi.
En: "Look, there are very beautiful carpets," he said.

Tr: Kemal, büyük ve görkemli bir halı gördü.
En: Kemal saw a large and magnificent carpet.

Tr: Renkleri çok hoştu.
En: Its colors were very nice.

Tr: Halıcı, "Bu halı özel," dedi.
En: The shopkeeper said, "This carpet is special."

Tr: Kemal satın almak istedi.
En: Kemal wanted to buy it.

Tr: Fiyatını sordu.
En: He asked the price.

Tr: Halıcı, "Sadece 500 lira," dedi.
En: The shopkeeper said, "Only 500 liras..."

Tr: Kemal kabul etti ve halıyı aldı.
En: Kemal agreed and bought the carpet.

Tr: Kemal halıyı eve götürdü.
En: Kemal took the carpet home.

Tr: Fakat büyük bir sorun vardı.
En: But there was a big problem.

Tr: Halı çok büyüktü!
En: The carpet was too big!

Tr: Kapılardan geçmiyordu.
En: It wouldn't fit through the doors.

Tr: Kemal şaşırdı ve ne yapacağını bilemedi.
En: Kemal was surprised and didn't know what to do.

Tr: "Bu halıyı nasıl eve sokacağım?" diye düşündü.
En: He thought, "How am I going to get this carpet inside?"

Tr: Kemal halıyı geri götürmeye karar verdi.
En: Kemal decided to take the carpet back.

Tr: Halıyı yeniden sarıp, Kapalıçarşı'ya döndü.
En: He rolled it up again and returned to the Grand Bazaar.

Tr: Çarşı çok kalabalıktı.
En: The market was very crowded.

Tr: İnsanların arasında zorlukla ilerledi.
En: He had difficulty moving through the people.

Tr: Halıcıya ulaştı ve durumu anlattı.
En: He reached the shopkeeper and explained the situation.

Tr: Halıcı, "Sorun yok, sana daha küçük bir halı verelim," dedi.
En: The shopkeeper said, "No problem, let's give you a smaller carpet."

Tr: Kemal rahatladı.
En: Kemal felt relieved.

Tr: Küçük bir halı seçti ve eve götürdü.
En: He chose a smaller carpet and took it home.

Tr: Bu kez halı kapılardan geçti ve odasına yerleştirdi.
En: This time, the carpet fit through the doors and he placed it in his room.

Tr: Kemal çok mutlu oldu.
En: Kemal was very happy.

Tr: Gün sonunda Kemal yatakta uzandı ve gülümsedi.
En: At the end of the day, Kemal lay in bed and smiled.

Tr: Kapalıçarşı macerası aklından çıkmıyordu.
En: The Grand Bazaar adventure was on his mind.

Tr: Eve dönerken karşılaştığı zorlukları düşündü ve bu deneyimden ders çıkardı.
En: He thought about the difficulties he faced on his way home and learned a lesson from this experience.

Tr: Bundan sonra alışveriş yaparken daha dikkatli olacaktı.
En: From now on, he would be more careful when shopping.

Tr: Ve böylece Kemal, o gün Kapalıçarşı'da yaşadığı bu ilginç tecrübeyi unutmadı.
En: And so, Kemal never forgot this interesting experience he had at the Grand Bazaar that day.

Tr: Gün sonunda yatağına uzandı ve iç huzuruyla uykuya daldı.
En: At the end of the day, he lay in bed and fell asleep with inner peace.

Tr: Bu, onun İstanbul'da yaşadığı en unutulmaz günlerden biri olarak hafızasında yer etti.
En: This became one of the most unforgettable days he had in Istanbul.


Vocabulary Words:
  • enchanted: büyüledi
  • crowded: kalabalık
  • shopkeeper: halıcı
  • magnificent: görkemli
  • fit: geçmek
  • surprised: şaşırdı
  • returned: döndü
  • difficulty: zorluk
  • relieved: rahatladı
  • lesson: ders
  • experience: deneyim
  • adventure: macera
  • inner peace: iç huzur
  • unforgettable: unutulmaz
  • decided: karar verdi
  • rolled up: sarılı
  • explained: anlattı
  • special: özel
  • difficulties: zorluklar
  • careful: dikkatli
  • market: çarşı
  • shop: dükkan
  • large: büyük
  • doors: kapılar
  • fit through: geçmesi
  • smaller: küçük
  • placed: yerleştirdi
  • thought: düşündü
  • entered: girdi
  • bought: aldı
mostra menos
Información
Autor FluentFiction.org
Organización Kameron Kilchrist
Página web www.fluentfiction.org
Etiquetas

Parece que no tienes ningún episodio activo

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Actual

Portada del podcast

Parece que no tienes ningún episodio en cola

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Siguiente

Portada del episodio Portada del episodio

Cuánto silencio hay aquí...

¡Es hora de descubrir nuevos episodios!

Descubre
Tu librería
Busca