Love in the Eye of the Storm: A Proposal to Remember
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
Love in the Eye of the Storm: A Proposal to Remember
Esta transcripción es generada automáticamente. Ten en cuenta que no se garantiza una precisión absoluta.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: Love in the Eye of the Storm: A Proposal to Remember Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/love-in-the-eye-of-the-storm-a-proposal-to-remember/ Story Transcript: Tr: Bodrum'un deniz...
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/love-in-the-eye-of-the-storm-a-proposal-to-remember
Story Transcript:
Tr: Bodrum'un deniz kıyısında bir donanma üssü vardı.
En: There was a naval base on the coast of Bodrum.
Tr: Genellikle hareketli olan bu üs, o gün sessiz ve gergindi.
En: This usually bustling base was quiet and tense that day.
Tr: Rüzgar, dalgalarla buluştuğunda sert bir fırtına başlamıştı.
En: A fierce storm had started when the wind met the waves.
Tr: Hava koyu griydi ve deniz köpük köpük olmuştu.
En: The sky was dark gray, and the sea was foamy.
Tr: Üç kişi, Mert, Zeynep ve Emre, bir binada sığınmışlardı.
En: Three people, Mert, Zeynep, and Emre, had taken shelter in a building.
Tr: Mert, üsse ait bir ofiste çalışıyordu.
En: Mert worked in an office belonging to the base.
Tr: Emre, Mert'in en iyi arkadaşıydı ve ona bir konuda yardım ediyordu.
En: Emre was Mert’s best friend and was helping him with something.
Tr: Mert, Zeynep'e evlenme teklif etmeyi planlıyordu.
En: Mert was planning to propose to Zeynep.
Tr: Ama dışarıdaki fırtına planlarını bozuyordu.
En: But the storm outside was disrupting his plans.
Tr: Zeynep, Mert'in ailesini ziyaret etmeyi düşündüğü için endişeliydi.
En: Zeynep was anxious since she wanted to visit Mert's family.
Tr: Fakat fırtına yüzünden bu mümkün değildi.
En: However, this wasn't possible due to the storm.
Tr: Mert, cebinde halkayı hissetti.
En: Mert felt the ring in his pocket.
Tr: Zeynep'e nasıl teklif edeceğini bilmiyordu.
En: He didn't know how to propose to Zeynep.
Tr: Kalbi hızla atıyordu.
En: His heart was racing.
Tr: Emre, "Neden burada, şimdi yapmıyorsun? Bu anı kaçırma!" dedi.
En: Emre said, "Why not do it here, now? Don't miss the moment!"
Tr: Mert başını salladı.
En: Mert nodded.
Tr: İçinden bir ses, "Evet, şimdi!" diyordu.
En: A voice inside him said, "Yes, now!"
Tr: Fırtına daha da şiddetlendiğinde, Mert cesaretini topladı.
En: As the storm intensified, Mert gathered his courage.
Tr: Zeynep, yağmurun sesiyle dışarıya bakarken Mert elini tuttu.
En: As Zeynep looked outside at the sound of the rain, Mert took her hand.
Tr: "Zeynep," dedi, sesi titrek ama kararlıydı.
En: "Zeynep," he said, his voice shaky but determined.
Tr: "Burada, bu an bizim için özel olabilir.
En: "Here, this moment can be special for us.
Tr: Her şey planlandığı gibi gitmedi ama önemli olan sensin.
En: Not everything went as planned, but you are what matters.
Tr: Benimle evlenir misin?"
En: Will you marry me?"
Tr: Zeynep gözyaşlarıyla Mert'e baktı.
En: Zeynep looked at Mert with tears in her eyes.
Tr: Eğer bir şeyden eminse o da Mert'e duyduğu sevgiydi.
En: If there was one thing she was sure of, it was her love for Mert.
Tr: "Evet!" cevabını verirken gülümsedi.
En: She smiled as she responded, "Yes!"
Tr: Emre onlara katıldığında hepsi birlikte yaslandılar, fırtınanın sonunu bekleyerek.
En: When Emre joined them, they leaned on each other, waiting for the storm to pass.
Tr: Rüzgar ve yağmurun arasında kaybolan kelimeler yerine sevgi vardı.
En: Instead of words lost to the wind and rain, there was love.
Tr: Mert ve Zeynep, gelecekte fırtınalar olsa bile her anın değerini bilmeye karar verdiler.
En: Mert and Zeynep decided to cherish every moment, even if there were storms in the future.
Tr: Sonunda, Mert ve Zeynep için fırtına, yalnızca bir başlangıç oldu.
En: In the end, the storm was merely a beginning for Mert and Zeynep.
Tr: Onlar, planların ötesinde, anın güzelliğini bulmuşlardı.
En: Beyond the plans, they had found the beauty of the moment.
Tr: Üsse vurulan dalgalar, uzaklardan hafifçe duyuluyordu.
En: The waves crashing against the base were faintly heard from afar.
Tr: Ama içeride kalplerinin sesi vardı.
En: But inside, there was the sound of their hearts.
Tr: Çevrelerini saran karanlığa rağmen içleri sevgiyle aydınlanmıştı.
En: Despite the darkness surrounding them, they were illuminated with love.
Vocabulary Words:
- naval: donanma
- base: üs
- bustling: hareketli
- tense: gergin
- fierce: sert
- storm: fırtına
- foamy: köpük köpük
- shelter: sığınmak
- belonging: ait
- disrupting: bozmak
- anxious: endişeli
- propose: teklif etmek
- pocket: cep
- racing: hızla atmak
- intensified: şiddetlendi
- courage: cesaret
- shaky: titrek
- determined: kararlı
- tear: gözyaşı
- cherish: değerini bilmek
- merely: yalnızca
- beyond: ötesinde
- crashing: vurmak
- faintly: hafifçe
- illuminated: aydınlanmış
- gather: toplamak
- leaned: yaslanmak
- pass: geçmek
- darkness: karanlık
- surrounding: saran
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company