Polling Day Triumph: Emre's Journey to Inspire Democracy
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
Polling Day Triumph: Emre's Journey to Inspire Democracy
Esta transcripción es generada automáticamente. Ten en cuenta que no se garantiza una precisión absoluta.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: Polling Day Triumph: Emre's Journey to Inspire Democracy Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/polling-day-triumph-emres-journey-to-inspire-democracy/ Story Transcript: Tr: Güneşli bir yaz sabahıydı. En:...
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/polling-day-triumph-emres-journey-to-inspire-democracy
Story Transcript:
Tr: Güneşli bir yaz sabahıydı.
En: It was a sunny summer morning.
Tr: Emre, erken kalktı ve yola koyuldu.
En: Emre woke up early and set off.
Tr: Bugün Ulusal Seçim Günü’ydü.
En: Today was National Election Day.
Tr: Emre, kent meydanındaki oy kullanma merkezinde gönüllü olarak çalışıyordu.
En: Emre was working as a volunteer at the polling center in the city square.
Tr: Polis merkezi cıvıl cıvıldı.
En: The police station was bustling.
Tr: İnsanlar sabah kahvelerini içerken, ellerinde kimlikleriyle sıraya girmişti.
En: People had lined up with their IDs while sipping their morning coffees.
Tr: Ulusal bayraklar ve "Oy Kullan, Sesini Duyur!"
En: National flags and posters with "Vote, Make Your Voice Heard!"
Tr: yazılı posterler her yeri süslüyordu.
En: decorated the place.
Tr: Emre, oy kullanma merkezinde sırada bekleyen insanlara yardım ediyordu.
En: Emre was assisting people waiting in line at the polling center.
Tr: Kimisi yaşlı, kimisi gençti.
En: Some were old, some were young.
Tr: Emre özellikle gençlere ulaşmak istiyordu.
En: Emre especially wanted to reach the young people.
Tr: Onların oy vermelerini teşvik etmek istiyordu.
En: He wanted to encourage them to vote.
Tr: Ancak gün boyunca birçok zorlukla karşılaştı.
En: However, he faced many challenges throughout the day.
Tr: Bazı seçmenler sisteme güvenmiyordu.
En: Some voters did not trust the system.
Tr: Kimisi ise oy kullanmayı gereksiz buluyordu.
En: Others found voting unnecessary.
Tr: Emre, bu tür tepkilerle başa çıkmak için büyük çaba sarf etti.
En: Emre made a great effort to handle these kinds of reactions.
Tr: Bir ara, Emre’nin önünde sıraya giren genç bir adam sinirliydi.
En: At one point, a young man in line in front of Emre was angry.
Tr: "Bu sistem adil değil!"
En: "This system isn’t fair!"
Tr: diye bağırdı.
En: he shouted.
Tr: Emre onun yanına yaklaştı ve sakin bir sesle sordu: "Neden böyle düşünüyorsun?"
En: Emre approached him and asked in a calm voice, "Why do you think that?"
Tr: Genç, Emre’ye döndü.
En: The young man turned to Emre.
Tr: "Oy kullanmanın bir anlamı yok.
En: "There's no point in voting.
Tr: Hiçbir şey değişmeyecek," dedi.
En: Nothing will change," he said.
Tr: Emre ona sabırlı bir şekilde cevap verdi.
En: Emre responded to him patiently.
Tr: "Anlıyorum.
En: "I understand.
Tr: Ama her oy bir umuttur.
En: But every vote is a hope.
Tr: Senin sesin önemli."
En: Your voice matters."
Tr: Genç adam biraz sakinleşti.
En: The young man calmed down a bit.
Tr: Emre, onunla biraz daha konuştu ve onun kaygılarını dinledi.
En: Emre talked to him a little more and listened to his concerns.
Tr: Ona demokrasinin önemini ve her bireyin sesinin kıymetini anlattı.
En: He explained the importance of democracy and the value of each individual's voice.
Tr: Gün boyunca bu tür konuşmalar Emre’nin motivasyonunu artırdı.
En: Throughout the day, these kinds of conversations increased Emre's motivation.
Tr: Her seferinde biraz daha umut doldu.
En: Each time, he felt a bit more hopeful.
Tr: Öyle ki, gün sonunda katılım beklenenden daha yüksek oldu.
En: By the end of the day, the turnout was higher than expected.
Tr: Emre, başarıyla dolu bir yorgunluk hissetti.
En: Emre felt a satisfying sense of accomplishment.
Tr: Oy kullanma merkezi kapanırken, Emre umut dolu bir şekilde etrafına baktı.
En: As the polling center closed, Emre looked around filled with hope.
Tr: Gençler ve yaşlılar oylarını kullanmıştı.
En: Both young and old had cast their votes.
Tr: Demokrasi için bir adım daha atılmıştı.
En: A step had been taken for democracy.
Tr: Emre, artık topluma daha fazla katkı sağlamak istiyordu.
En: Emre now wanted to contribute more to society.
Tr: Bu deneyim ona güç ve ilham verdi.
En: This experience gave him strength and inspiration.
Tr: Kendi yolunu daha net görüyordu şimdi.
En: He could now see his path more clearly.
Tr: Ve böylece, yaz günü bittiğinde, Emre’nin içindeki değişim de başladı.
En: And so, when the summer day ended, the change within Emre began.
Tr: Toplumu için daha fazla çalışmaya ve gençleri siyasete çekmeye kararlıydı.
En: He was determined to work more for his community and draw the youth into politics.
Tr: Gelecek, her ne kadar belirsiz olsa da, Emre artık daha umutluydu.
En: Although the future was uncertain, Emre was now more hopeful.
Vocabulary Words:
- sunny: güneşli
- set off: yola koyulmak
- polling center: oy kullanma merkezi
- volunteer: gönüllü
- city square: kent meydanı
- bustling: cıvıl cıvıl
- sipping: içmek
- morning coffee: sabah kahvesi
- assisting: yardım etmek
- waiting in line: sırada beklemek
- challenge: zorluk
- unnecessary: gereksiz
- effort: çaba
- handle: başa çıkmak
- reaction: tepki
- approached: yaklaşmak
- calm voice: sakin ses
- patiently: sabırlı bir şekilde
- calmed down: sakinleşmek
- concerns: kaygılar
- explain: anlatmak
- democracy: demokrasi
- motivation: motivasyon
- turnout: katılım
- accomplishment: başarı
- contribute: katkı sağlamak
- inspiration: ilham
- determine: kararlı
- uncertain: belirsiz
- hopeful: umutlu
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company