Reconnecting at the Grand Bazaar: A Family's Unexpected Reunion

15 de may. de 2024 · 16m 40s
Reconnecting at the Grand Bazaar: A Family's Unexpected Reunion
Capítulos

01 · Main Story

1m 42s

02 · Vocabulary Words

12m 55s

Descripción

Fluent Fiction - Turkish: Reconnecting at the Grand Bazaar: A Family's Unexpected Reunion Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/reconnecting-at-the-grand-bazaar-a-familys-unexpected-reunion/ Story Transcript: Tr: Ahmet için o sabah...

mostra más
Fluent Fiction - Turkish: Reconnecting at the Grand Bazaar: A Family's Unexpected Reunion
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/reconnecting-at-the-grand-bazaar-a-familys-unexpected-reunion

Story Transcript:

Tr: Ahmet için o sabah alışılmadık bir sabahdı.
En: For Ahmet, that morning was an unusual one.

Tr: İstanbul'da yağmur yağıyordu ve gökyüzü griydi.
En: It was raining in Istanbul, and the sky was gray.

Tr: Ahmet, arkadaşı Yusuf ile buluşmak için Kapalıçarşı'ya gitmeye karar verdi.
En: Ahmet decided to go to the Grand Bazaar to meet his friend Yusuf.

Tr: Leyla, onların çocukluk arkadaşıydı ve o da onlara katılacaktı.
En: Leyla, their childhood friend, was also going to join them.

Tr: Kapalıçarşı, renkli dükkânları ve eski eşyalarıyla doluydu.
En: The Grand Bazaar was filled with colorful shops and old items.

Tr: Ahmet, tarihi mekânda gezinirken, bir antikacı dükkânı dikkatini çekti.
En: As Ahmet wandered around the historic place, an antique shop caught his attention.

Tr: "Gel, buraya bakalım," dedi Yusuf'a ve Leyla'ya.
En: "Come, let's check this out," he said to Yusuf and Leyla.

Tr: Üçü de antika dükkanına girdiler.
En: The three of them entered the antique shop.

Tr: Tamamen eski eşyalarla dolu olan dükkânda Ahmet, bir köşede eski bir kutu gördü.
En: In the shop, which was completely filled with old items, Ahmet saw an old box in a corner.

Tr: Kutuyu açtığında, içinde eski bir anahtarlık buldu.
En: When he opened the box, he found an old keychain inside.

Tr: Anahtarlığın üzerinde ailesinin soyadını görünce şaşırdı.
En: He was shocked to see his family name on the keychain.

Tr: "Bu aile yadigarı olabilir," dedi Leyla.
En: "This might be a family heirloom," said Leyla.

Tr: Ahmet heyecanla dükkânın sahibine gitti.
En: Excitedly, Ahmet went to the shopkeeper.

Tr: "Bu anahtarlık kimin?"
En: "Whose keychain is this?"

Tr: diye sordu.
En: he asked.

Tr: Dükkânın sahibi hiç beklemediği biriydi.
En: The shopkeeper was someone completely unexpected.

Tr: "Ahmet, ben senin amcan Ali," dedi adam, gözleri dolarak.
En: "Ahmet, I am your uncle Ali," said the man, with tears in his eyes.

Tr: Amcası, yıllardır görmediği ve yıllardır bilmediği bir dükkân sahibiymiş.
En: It turned out that his uncle, whom he hadn’t seen for years, was the owner of the shop.

Tr: Ahmet, amcasıyla neden yıllardır görüşmediklerini hatırlamaya çalıştı.
En: Ahmet tried to remember why they hadn't seen his uncle for so many years.

Tr: Annesi ve amcası arasında eski bir tartışma olduğunu biliyordu.
En: He knew there had been an old argument between his mother and his uncle but couldn't recall the details.

Tr: Ama ne olduğunu tam hatırlamıyordu.
En: "Uncle, could this heirloom be ours?"

Tr: "Amca, bu yadigar bizim olabilir mi?"
En: he asked.

Tr: diye sordu.
En: Uncle Ali became a bit emotional.

Tr: Amcası Ali, biraz duygulandı.
En: "Yes, Ahmet.

Tr: "Evet, Ahmet.
En: This keychain is a memento that your father entrusted to me.

Tr: Bu anahtarlık babanın bana emanet ettiği bir hatıra.
En: I've been looking for you for years but couldn't find you," he said.

Tr: Seni yıllardır arıyorum ama bulamadım," dedi.
En: Ahmet saw sadness and longing in his uncle's eyes.

Tr: Ahmet, amcasının gözlerinde üzüntüyü ve özlemi gördü.
En: Leyla and Yusuf stood by Ahmet to support him.

Tr: Leyla ve Yusuf, Ahmet'i desteklemek amacıyla yanında durdular.
En: Ahmet wanted to reconcile with his uncle while preserving his father's memory.

Tr: Ahmet, babasının hatırasını koruyarak amcasıyla barışmak istedi.
En: "Uncle, why haven't you been with us all this time?"

Tr: "Amca, neden uzun zamandır bizimle değildin?"
En: he asked curiously.

Tr: diye merakla sordu.
En: Uncle Ali explained the situation by recounting the old family argument.

Tr: Amcası Ali, eski bir aile tartışmasını anlatarak durumu açıkladı.
En: But now they all understood that this old dispute no longer mattered and that their family needed to reunite.

Tr: Ama şimdi, bu eski tartışmanın artık önemsiz olduğunu ve ailelerinin yeniden bir araya gelmesi gerektiğini anladılar.
En: Ahmet hugged his uncle.

Tr: Ahmet, amcasına sarıldı.
En: The old grudge between them ended.

Tr: Aralarındaki eski küslük sona erdi. O günden sonra Ahmet, Leyla ve Yusuf, amcalarıyla daha sık görüştüler.
En: From that day on, Ahmet, Leyla, and Yusuf met with their uncle more often.

Tr: Ahmet, Kapalıçarşı'daki bu dükkânın ve oradaki hatıraların kıymetini daha iyi anladı.
En: Ahmet came to better appreciate the value of the shop in the Grand Bazaar and the memories it held.

Tr: Ailelerinin bağlarını yeniden kurdular ve eskisinden daha da güçlü hale geldiler.
En: They rebuilt their family ties and became stronger than before.

Tr: Ve böylece, antikacı dükkânında keşfedilen aile yadigarı, sadece bir nesneden fazlası oldu.
En: Thus, the family heirloom discovered in the antique shop became more than just an object.

Tr: Bu yadigar, onların yeni başlangıcının simgesi haline geldi.
En: It became a symbol of their new beginning.

Tr: Her şey, Kapalıçarşı'nın o eski antikacı dükkânında başlamıştı ve orada, her şey yeniden anlam kazandı.
En: Everything had started in that old antique shop in the Grand Bazaar, where everything found new meaning.


Vocabulary Words:
  • unusual: alışılmadık
  • raining: yağıyordu
  • decided: karar verdi
  • childhood: çocukluk
  • wandered: gezinirken
  • historic: tarihi
  • antique: antikacı
  • caught: dikkatini
  • corner: köşe
  • heirloom: yadigarı
  • shopkeeper: dükkânın sahibi
  • shocked: şaşırdı
  • unexpected: beklemediği
  • emotional: duygulandı
  • entrusted: emanet
  • memento: hatıra
  • longing: özlem
  • support: desteklemek
  • reconcile: barışmak
  • curiously: merakla
  • argument: tartışma
  • explained: açıkladı
  • recounting: anlatarak
  • dispute: kavga
  • grudge: küs
  • rebuild: yeniden kurmak
  • ties: bağlar
  • symbol: sembol
  • beginning: başlangıç
  • meaning: anlam
mostra menos
Información
Autor FluentFiction.org
Organización Kameron Kilchrist
Página web www.fluentfiction.org
Etiquetas

Parece que no tienes ningún episodio activo

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Actual

Portada del podcast

Parece que no tienes ningún episodio en cola

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Siguiente

Portada del episodio Portada del episodio

Cuánto silencio hay aquí...

¡Es hora de descubrir nuevos episodios!

Descubre
Tu librería
Busca