Reconnecting at the Grand Bazaar: A Family's Unexpected Reunion
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: Reconnecting at the Grand Bazaar: A Family's Unexpected Reunion Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/reconnecting-at-the-grand-bazaar-a-familys-unexpected-reunion/ Story Transcript: Tr: Ahmet için o sabah...
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/reconnecting-at-the-grand-bazaar-a-familys-unexpected-reunion
Story Transcript:
Tr: Ahmet için o sabah alışılmadık bir sabahdı.
En: For Ahmet, that morning was an unusual one.
Tr: İstanbul'da yağmur yağıyordu ve gökyüzü griydi.
En: It was raining in Istanbul, and the sky was gray.
Tr: Ahmet, arkadaşı Yusuf ile buluşmak için Kapalıçarşı'ya gitmeye karar verdi.
En: Ahmet decided to go to the Grand Bazaar to meet his friend Yusuf.
Tr: Leyla, onların çocukluk arkadaşıydı ve o da onlara katılacaktı.
En: Leyla, their childhood friend, was also going to join them.
Tr: Kapalıçarşı, renkli dükkânları ve eski eşyalarıyla doluydu.
En: The Grand Bazaar was filled with colorful shops and old items.
Tr: Ahmet, tarihi mekânda gezinirken, bir antikacı dükkânı dikkatini çekti.
En: As Ahmet wandered around the historic place, an antique shop caught his attention.
Tr: "Gel, buraya bakalım," dedi Yusuf'a ve Leyla'ya.
En: "Come, let's check this out," he said to Yusuf and Leyla.
Tr: Üçü de antika dükkanına girdiler.
En: The three of them entered the antique shop.
Tr: Tamamen eski eşyalarla dolu olan dükkânda Ahmet, bir köşede eski bir kutu gördü.
En: In the shop, which was completely filled with old items, Ahmet saw an old box in a corner.
Tr: Kutuyu açtığında, içinde eski bir anahtarlık buldu.
En: When he opened the box, he found an old keychain inside.
Tr: Anahtarlığın üzerinde ailesinin soyadını görünce şaşırdı.
En: He was shocked to see his family name on the keychain.
Tr: "Bu aile yadigarı olabilir," dedi Leyla.
En: "This might be a family heirloom," said Leyla.
Tr: Ahmet heyecanla dükkânın sahibine gitti.
En: Excitedly, Ahmet went to the shopkeeper.
Tr: "Bu anahtarlık kimin?"
En: "Whose keychain is this?"
Tr: diye sordu.
En: he asked.
Tr: Dükkânın sahibi hiç beklemediği biriydi.
En: The shopkeeper was someone completely unexpected.
Tr: "Ahmet, ben senin amcan Ali," dedi adam, gözleri dolarak.
En: "Ahmet, I am your uncle Ali," said the man, with tears in his eyes.
Tr: Amcası, yıllardır görmediği ve yıllardır bilmediği bir dükkân sahibiymiş.
En: It turned out that his uncle, whom he hadn’t seen for years, was the owner of the shop.
Tr: Ahmet, amcasıyla neden yıllardır görüşmediklerini hatırlamaya çalıştı.
En: Ahmet tried to remember why they hadn't seen his uncle for so many years.
Tr: Annesi ve amcası arasında eski bir tartışma olduğunu biliyordu.
En: He knew there had been an old argument between his mother and his uncle but couldn't recall the details.
Tr: Ama ne olduğunu tam hatırlamıyordu.
En: "Uncle, could this heirloom be ours?"
Tr: "Amca, bu yadigar bizim olabilir mi?"
En: he asked.
Tr: diye sordu.
En: Uncle Ali became a bit emotional.
Tr: Amcası Ali, biraz duygulandı.
En: "Yes, Ahmet.
Tr: "Evet, Ahmet.
En: This keychain is a memento that your father entrusted to me.
Tr: Bu anahtarlık babanın bana emanet ettiği bir hatıra.
En: I've been looking for you for years but couldn't find you," he said.
Tr: Seni yıllardır arıyorum ama bulamadım," dedi.
En: Ahmet saw sadness and longing in his uncle's eyes.
Tr: Ahmet, amcasının gözlerinde üzüntüyü ve özlemi gördü.
En: Leyla and Yusuf stood by Ahmet to support him.
Tr: Leyla ve Yusuf, Ahmet'i desteklemek amacıyla yanında durdular.
En: Ahmet wanted to reconcile with his uncle while preserving his father's memory.
Tr: Ahmet, babasının hatırasını koruyarak amcasıyla barışmak istedi.
En: "Uncle, why haven't you been with us all this time?"
Tr: "Amca, neden uzun zamandır bizimle değildin?"
En: he asked curiously.
Tr: diye merakla sordu.
En: Uncle Ali explained the situation by recounting the old family argument.
Tr: Amcası Ali, eski bir aile tartışmasını anlatarak durumu açıkladı.
En: But now they all understood that this old dispute no longer mattered and that their family needed to reunite.
Tr: Ama şimdi, bu eski tartışmanın artık önemsiz olduğunu ve ailelerinin yeniden bir araya gelmesi gerektiğini anladılar.
En: Ahmet hugged his uncle.
Tr: Ahmet, amcasına sarıldı.
En: The old grudge between them ended.
Tr: Aralarındaki eski küslük sona erdi. O günden sonra Ahmet, Leyla ve Yusuf, amcalarıyla daha sık görüştüler.
En: From that day on, Ahmet, Leyla, and Yusuf met with their uncle more often.
Tr: Ahmet, Kapalıçarşı'daki bu dükkânın ve oradaki hatıraların kıymetini daha iyi anladı.
En: Ahmet came to better appreciate the value of the shop in the Grand Bazaar and the memories it held.
Tr: Ailelerinin bağlarını yeniden kurdular ve eskisinden daha da güçlü hale geldiler.
En: They rebuilt their family ties and became stronger than before.
Tr: Ve böylece, antikacı dükkânında keşfedilen aile yadigarı, sadece bir nesneden fazlası oldu.
En: Thus, the family heirloom discovered in the antique shop became more than just an object.
Tr: Bu yadigar, onların yeni başlangıcının simgesi haline geldi.
En: It became a symbol of their new beginning.
Tr: Her şey, Kapalıçarşı'nın o eski antikacı dükkânında başlamıştı ve orada, her şey yeniden anlam kazandı.
En: Everything had started in that old antique shop in the Grand Bazaar, where everything found new meaning.
Vocabulary Words:
- unusual: alışılmadık
- raining: yağıyordu
- decided: karar verdi
- childhood: çocukluk
- wandered: gezinirken
- historic: tarihi
- antique: antikacı
- caught: dikkatini
- corner: köşe
- heirloom: yadigarı
- shopkeeper: dükkânın sahibi
- shocked: şaşırdı
- unexpected: beklemediği
- emotional: duygulandı
- entrusted: emanet
- memento: hatıra
- longing: özlem
- support: desteklemek
- reconcile: barışmak
- curiously: merakla
- argument: tartışma
- explained: açıkladı
- recounting: anlatarak
- dispute: kavga
- grudge: küs
- rebuild: yeniden kurmak
- ties: bağlar
- symbol: sembol
- beginning: başlangıç
- meaning: anlam
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company