Transcrito

Surviving the Heat: Istanbul's Grand Bazaar Adventures

19 de jun. de 2024 · 14m 40s
Surviving the Heat: Istanbul's Grand Bazaar Adventures
Capítulos

01 · Main Story

1m 46s

02 · Vocabulary Words

10m 55s

Descripción

Fluent Fiction - Turkish: Surviving the Heat: Istanbul's Grand Bazaar Adventures Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/surviving-the-heat-istanbuls-grand-bazaar-adventures/ Story Transcript: Tr: İstanbul'da güneş parlıyor. En: The sun...

mostra más
Fluent Fiction - Turkish: Surviving the Heat: Istanbul's Grand Bazaar Adventures
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/surviving-the-heat-istanbuls-grand-bazaar-adventures

Story Transcript:

Tr: İstanbul'da güneş parlıyor.
En: The sun is shining in Istanbul.

Tr: Ahmet, Elif ve Mehmet, Kapalıçarşı'ya gidiyorlar.
En: Ahmet, Elif, and Mehmet are going to the Grand Bazaar.

Tr: Kapalıçarşı, çok büyük ve kalabalık.
En: The Grand Bazaar is very large and crowded.

Tr: Her yer renkli.
En: Everywhere is colorful.

Tr: Halılar, kumaşlar ve baharatlar var.
En: There are carpets, fabrics, and spices.

Tr: Ahmet, elinde haritayla önde yürüyor.
En: Ahmet is walking in the front with a map in his hand.

Tr: Elif, vitrinde bir şeylere bakıyor.
En: Elif is looking at something in a shop window.

Tr: Mehmet, birden duruyor.
En: Mehmet suddenly stops.

Tr: Yüzü solmuş.
En: His face is pale.

Tr: Mehmet, "Başım dönüyor," diye mırıldanıyor.
En: Mehmet murmurs, "I'm feeling dizzy."

Tr: Elif ve Ahmet dönüp ona bakıyorlar.
En: Elif and Ahmet turn to look at him.

Tr: Mehmet yere yığılıyor.
En: Mehmet collapses to the ground.

Tr: Ahmet hemen yanına koşuyor.
En: Ahmet immediately runs to his side.

Tr: Elif, çantasından su çıkarıyor.
En: Elif takes out a bottle of water from her bag.

Tr: İnsanlar etrafında toplanıyor.
En: People gather around them.

Tr: Bir adam yardıma geliyor.
En: A man comes to help.

Tr: Bir dükkân sahibi.
En: He is a shop owner.

Tr: Adam, "Hastaneye gitmeli," diyor.
En: The man says, "He should go to the hospital."

Tr: Ahmet, Mehmet'i kucaklıyor.
En: Ahmet carries Mehmet in his arms.

Tr: Elif önde yol açıyor.
En: Elif leads the way.

Tr: Çarşıda koşuyorlar.
En: They rush through the bazaar.

Tr: Hava sıcak, güneş çok parlak.
En: The weather is hot, and the sun is very bright.

Tr: Dışarıda bir taksi buluyorlar.
En: They find a taxi outside.

Tr: Taksiye binip hastaneye gidiyorlar.
En: They get in the taxi and go to the hospital.

Tr: Hastanede doktor, Mehmet'i muayene ediyor.
En: At the hospital, the doctor examines Mehmet.

Tr: "Merak etmeyin," diyor doktor, "Sadece sıcak çarpması.
En: "Don't worry," says the doctor, "It's just heatstroke.

Tr: Su içmeli ve dinlenmeli."
En: He needs to drink water and rest."

Tr: Ahmet ve Elif rahatlıyorlar.
En: Ahmet and Elif feel relieved.

Tr: Mehmet uyanıyor.
En: Mehmet wakes up.

Tr: Yavaşça gülümsüyor.
En: He slowly smiles.

Tr: "İyiyim," diyor Hasan, yavaşça doğrulurken.
En: "I'm okay," says Mehmet as he slowly sits up.

Tr: Hastaneden çıkıyorlar.
En: They leave the hospital.

Tr: Bir kafeye gidip soğuk içecekler alıyorlar.
En: They go to a café and get cold drinks.

Tr: Hep birlikte oturup sohbet ediyorlar.
En: They sit together and chat.

Tr: Mehmet, "Bir daha fazla su içeceğim," diyor.
En: Mehmet says, "Next time, I'll drink more water."

Tr: Ahmet ve Elif gülüyor.
En: Ahmet and Elif laugh.

Tr: İstanbul macerası devam ediyor.
En: Their Istanbul adventure continues.

Tr: Ancak, artık daha dikkatli oluyorlar.
En: However, they are more careful now.

Tr: Herkes bol bol su içiyor, sık sık dinleniyor.
En: Everyone drinks plenty of water and takes frequent breaks.

Tr: Tatil mükemmel geçiyor.
En: The vacation is going great.

Tr: Mehmet tekrar nefes almayı, yavaşlamayı öğreniyor.
En: Mehmet learns to breathe and slow down again.

Tr: Ahmet ve Elif, alışverişe devam ediyor ama Mehmet'in yanından ayrılmıyorlar.
En: Ahmet and Elif continue shopping but don't leave Mehmet's side.

Tr: Ve Kapalıçarşı'nın sıcağını bir daha hiç unutmayacaklar.
En: And they will never forget the heat of the Grand Bazaar.

Tr: Bu deneyim, onları daha da yakınlaştırıyor.
En: This experience brings them even closer together.

Tr: Kardeş gibi, dost gibi.
En: Like siblings, like friends.

Tr: Ve İstanbul, onları her zamankinden daha sıcak karşılıyor.
En: And Istanbul welcomes them warmer than ever.


Vocabulary Words:
  • shining: parlıyor
  • crowded: kalabalık
  • colorful: renkli
  • fabrics: kumaşlar
  • spices: baharatlar
  • collapses: yığılıyor
  • immediately: hemen
  • murmurs: mırıldanıyor
  • bottle: şişe
  • gather: toplanıyor
  • owner: sahibi
  • carries: kucaklıyor
  • leads: önde yol açıyor
  • rush: koşuyorlar
  • bright: parlak
  • examines: muayene ediyor
  • heatstroke: sıcak çarpması
  • relieved: rahatlıyor
  • chat: sohbet
  • careful: dikkatli
  • plenty: bol bol
  • frequent: sık sık
  • adventure: macera
  • experience: deneyim
  • welcomes: karşılıyor
  • parlor: vitrin
  • dizzy: başım dönüyor
  • pale: solmuş
  • hospital: hastane
  • taxi: taksi
mostra menos
Información
Autor FluentFiction.org
Organización Kameron Kilchrist
Página web www.fluentfiction.org
Etiquetas

Parece que no tienes ningún episodio activo

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Actual

Portada del podcast

Parece que no tienes ningún episodio en cola

Echa un ojo al catálogo de Spreaker para descubrir nuevos contenidos.

Siguiente

Portada del episodio Portada del episodio

Cuánto silencio hay aquí...

¡Es hora de descubrir nuevos episodios!

Descubre
Tu librería
Busca