The Night Emre Learned to Laugh at Ghosts
Descarga y escucha en cualquier lugar
Descarga tus episodios favoritos y disfrútalos, ¡dondequiera que estés! Regístrate o inicia sesión ahora para acceder a la escucha sin conexión.
The Night Emre Learned to Laugh at Ghosts
Esta transcripción es generada automáticamente. Ten en cuenta que no se garantiza una precisión absoluta.
Capítulos
Descripción
Fluent Fiction - Turkish: The Night Emre Learned to Laugh at Ghosts Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/the-night-emre-learned-to-laugh-at-ghosts/ Story Transcript: Tr: Emre, İstanbul'un huzur dolu bir...
mostra másFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/the-night-emre-learned-to-laugh-at-ghosts
Story Transcript:
Tr: Emre, İstanbul'un huzur dolu bir banliyösünde, çitlerle çevrili modern bir sitede yaşıyordu.
En: Emre, in a peaceful suburb of İstanbul, lived in a modern, gated community.
Tr: Sonbahar yaprakları ayaklarının altında çıtırdarken, akşamüzeri güneşinin altında yürümeyi çok severdi.
En: He loved walking under the evening sun, as the autumn leaves crunched beneath his feet.
Tr: Fakat bu akşam işler biraz karışacaktı.
En: However, this evening things were about to get a bit complicated.
Tr: Bir akşam, televizyonu izlerken garip bir ses duydu.
En: One evening, while watching TV, he heard a strange noise.
Tr: Önce rüzgar sandı ama içindeki korku büyüyordu.
En: At first, he thought it was the wind, but the fear inside him was growing.
Tr: Tüylerini diken diken eden sesi takip etti.
En: He followed the hair-raising sound.
Tr: İşte o an, bir anlığına perdenin arkasında beyaz bir şey gördüğünü düşündü.
En: It was at that moment that he thought he saw something white behind the curtain for a split second.
Tr: "Hayalet mi?!" diye panikledi ve hızla kapıya yöneldi.
En: "A ghost?!" he panicked and quickly headed for the door.
Tr: Ne yazık ki, kapıyı biraz sert çarptı ve kendini dışarıda buldu.
En: Unfortunately, he slammed the door a bit too hard and found himself outside.
Tr: "Ah, kapı!" dedi, yüzü kıpkırmızı olmuştu.
En: "Oh, the door!" he said, his face turning crimson.
Tr: Ne yapacağını düşündü ve utanç içinde kapıyı yumrukladı.
En: He thought about what to do and pounded on the door in embarrassment.
Tr: Allahtan komşusu Zeynep içerideydi.
En: Thankfully, his neighbor Zeynep was inside.
Tr: Zeynep kapıyı açtı ve şaşkın bir ifadeyle, "Emre? Gece yarısı burada ne yapıyorsun?" diye sordu.
En: Zeynep opened the door and, with a puzzled expression, asked, "Emre? What are you doing out here at midnight?"
Tr: Emre, elleriyle saçlarını karıştırarak, "Sanırım kendimi kilitledim. Ve belki içeride... İlginç sesler var," diye kekelerken gözlerini kaçırdı.
En: Scrambling his hair with his hands, Emre stammered, "I think I locked myself out. And there might be... weird noises inside," he said, averting his eyes.
Tr: Zeynep hafifçe güldü.
En: Zeynep chuckled lightly.
Tr: "Hayaletlere mi inanıyorsun yoksa? Neyse, belki de içeri girip kontrol etmeliyiz," diyerek planını anlattı.
En: "Do you believe in ghosts or something? Anyway, maybe we should go inside and check," she suggested her plan.
Tr: Onun pratık zekası her zaman hayat kurtarırdı.
En: Her quick wit always came in handy.
Tr: Bu sırada Kaan, site güvenlik görevlisi, onları gizlice izliyordu.
En: Meanwhile, Kaan, the site security officer, was secretly watching them.
Tr: Aslında Emre'nin korktuğu ses, bir Kaan klasiğiydi.
En: The noise Emre was scared of was actually a classic Kaan prank.
Tr: Çatıya koyduğu bir aygıt, rüzgarla hareket ediyordu; bu Emre'yi çok korkuturdu.
En: A device he had placed on the roof moved with the wind; this scared Emre a lot.
Tr: Ancak bu kez oyun biraz ileri gitmişti.
En: However, this time the prank had gone a little too far.
Tr: Zeynep, Emre'yi sakinleştirdi ve birlikte eve geri döndüler.
En: Zeynep calmed Emre down, and they went back inside together.
Tr: Zeynep, güvenlik kamerası görüntülerine baktı.
En: Zeynep checked the security camera footage.
Tr: Orada, Kaan'ın yaptığı numarayı fark etti.
En: There, she realized Kaan's trick.
Tr: Her şey şimdi netti.
En: Everything was clear now.
Tr: Kaan yanlarına geldiğinde gülümseyerek, "Sürpriz!" dedi.
En: When Kaan approached them with a smile, he said, "Surprise!"
Tr: Emre, önce biraz utanmış gibiydi ama sonra herkes gibi o da katıla katıla güldü.
En: Emre looked a bit embarrassed at first, but then he too burst into laughter like everyone else.
Tr: "Beni iyi korkuttunuz ama bu sesi nasıl yaptınız?" diye sordu.
En: "You really scared me, but how did you make that noise?" he asked.
Tr: Kaan kahkahalarla, "Çatıya küçük bir cihaz yerleştirdim," dedi.
En: Kaan, laughing, said, "I put a small device on the roof."
Tr: Zeynep ise hafif bir uyarıda bulundu.
En: Zeynep gave a gentle warning.
Tr: "Ama, biraz fazla ileri gittin sanırım, Kaan."
En: "But I think you went a bit too far, Kaan."
Tr: Emre, bu gece yaşadıklarından ders aldı ve hafifçe Zeynep'e dönerek, "Bir planım var," dedi. "Kaan'a ufak bir şaka yapabiliriz."
En: Emre learned a lesson from that night and, turning slightly to Zeynep, said, "I have a plan. We can play a little prank on Kaan."
Tr: Her üçü, kahkahalar arasında yeni bir oyun planladılar.
En: The three of them, amidst laughter, devised a new game plan.
Tr: Sonbaharın getirdiği serin hava, o geceyi ısıtan dostluk ve mizah oldu.
En: The cool air brought by autumn turned into friendship and humor that warmed the night.
Tr: Emre, hayaletlerden fazla korkulmaması gerektiğini ve hayatı biraz daha mizahi bir pencereden görmeyi öğrendi.
En: Emre learned that ghosts weren't to be feared too much and that life should be viewed from a more humorous perspective.
Tr: Artık her an daha mutlu ve güvende hissediyordu.
En: From then on, he felt happier and safer at every moment.
Vocabulary Words:
- suburb: banliyö
- gated: çitlerle çevrili
- crunched: çıtırdadı
- complicated: karışık
- followed: takip etti
- curtain: perde
- panicked: panikledi
- crimson: kıpkırmızı
- pounded: yumrukladı
- puzzled: şaşkın
- stammered: kekelemek
- averting: kaçırarak
- chuckled: hafifçe güldü
- quick wit: pratik zeka
- secretly: gizlice
- device: cihaz
- prank: şaka
- calmed: sakinleştirdi
- footage: görüntüler
- trick: numara
- burst: katıla katıla
- laughter: kahkaha
- gentle: hafif
- warned: uyardı
- devised: planladılar
- perspective: pencere
- humor: mizah
- lesson: ders
- fear: korku
- moment: an
Información
Autor | FluentFiction.org |
Organización | Kameron Kilchrist |
Página web | www.fluentfiction.org |
Etiquetas |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company
Comentarios